Translate

10 Ocak 2021 Pazar

  Türk Dünyasında Bilmece Olgusu ve Kırgız-Kazak Örnekleri

Emine Naz GÖZÜKAN

    ÖZ:

Sözlü halk edebiyatının en eski çağlarından günümüze kadar gelen dönemlerinde en yaygın ürünlerinden biri ve insanoğlunun keskin zekasının da bir örneği olan bilmece ortaya çıktığı dönemden bu yana milletler tarihinin de sosyal bir olgusudur. Çalışmamızın konusunu da şekillendiren bilmece tabirinin tasvirine değinilerek diğer milletlerde hangi kelimelerde kullanıldığı, içerisinde hangi anlamları barındırdığı, tarihi, isminin kökeni, içerisinde geçen kavramlar, renklere değinilerek çalışmamıza konu edindiğimiz Kırgız ve Kazak Türki devletleri üzerinden bilmece kavramının adı geçen bu milletlerde bulduğu anlam, sovyet döneminde üzerlerinde kurulan baskılar ve sosyal yaşam üzerinde halka kattığı etkiler, sorulma usulleri ele alınmıştır.


Anahtar Kelimeler: Bilmece, Jumbak, Tabışmak, Kazak, Kırgız


    Giriş

Sözlü halk edebiyatının en yaygın sözlü kaynaklarından biri olan bilmece aynı zamanda insanoğlunun da keskin zekasının bir örneğidir.1 Bilmece sözcüğü yapı bakımından ‘’bil-’’ fiil köküne ‘’-mece’’ isim kökünün getirilmesi ile oluşturulmuştur.2 Bilmece terimlerinin Türki devletlerde bulduğu karşılığında Azerbaycan Türkçesi’nde ‘’bilmücü’’,’’tapmaca’’, Başkurt Türkçesi’nde ‘’yomak’’,’’tabışmak’’, Kazak Türkçesi’nde ‘’jumbak’’, Özbek Türkçesi’nde ‘’tapişak’’, Altay Türklerinde ‘’tapkır’’, ‘’tavısak’’, Kırgızlarda ‘’tapcang-nımah’’, Koman Türklerinde ‘’tamızık’’ tabirleri kullanılmaktadır.3 Türki devletler de karşılık bulan tabirlerin anlamlarına değinmek gerekir ise Azerbaycan Türkçesi’nde yer almakta olan ‘’tapmaca’’ tabirinin insanların fikir ve zekasını ölçmek amacıyla düzenlenen ve bir eşyanın gizli bir şekilde anlatıldığı sözlü anlatım olarak tasvir edilmiştir. Irak ve İran Türklerinin bulunduğu sahalardaki anlamlarına göre bilmece tabirinin düşünce ve muhakemenin bir sonucu olduğu, karşısında bulunan kişilerin zekasını denemek için ortaya atılan kapalı anlatımlı, mecazlı bir bütünle ele alındığı gibi tabiat olaylarını ve bitki, hayvan, yemek gibi gündelik olguları da içerisinde barındıran anlatım olduğu aktarılırken Kıbrıs Türklerinde soruların adını anmadan üstü kapalı bir şekilde karşı tarafa aktarılan bir oyun olduğu, Kazan Türklerinde hayal etme gücü kullanılarak kısa bir konuşma şeklinde ele alınan iki nesneden birisinin benzerini söyleyip ikincisini bulma yolu ile olduğu ele alınırken diğer Türki devletlerde de bilmecelerin anlam olarak sual yolu ile yapıldığı, kinayeli bir anlatıma sahip olduğu ve tabiat olaylarını, mecazlı bir anlatım ile ele alınan nesneler doğrultusunda aktarıldığı anlatılır.4

Bilmecelerin ilk ne zaman ortaya çıkmış olduğu bilinmemekle birlikte Batılı kaynaklarda bilmecelerin ana kaynağının Doğu Dünyası olduğunu vurgulanmış olup ilk yazılı örneklerinin de kutsal kitaplarda yer aldığını ve bu konuda da Altan Alperen’in Tarihi kaynaklara göre ilk yazılı bilmece örneklerinin Brahmanizm Verdalarından ‘’Rig-Veda’’da yer alan Sanskritçe dili ile yazılan bilmece örneklerini batı dünyasını etkilediği kaynağı esas olarak alındığı gibi Altan Alperen’in çalışmasına konu edindiği ‘’Eski Ahit’in ‘’Krallar ‘’ bölümünde yer alan bilmece yarışması örneği de bilmecelerin zeka savaşı olgusu olarak değerlendirilebilir. Bilmeceler konusunda köklü çalışmaları olan Şükrü Elçin bilmece kaynakları konusunda ele aldığı durum doğrultusunda bilmecelerin bütününü oluşturan kaynaklar halkın ruhu ve hayal gücü ve eski lügatler, bilmece kitapları, seyahatnameler, hikayeler ve mecmualar olduğunu anlatırken bilmece konusunda araştırma yapan başka kişilere göre de bilmecelerin ana kaynağı insan zekasıdır.5

Genel özellikleri itibari ile bilmeceler değerlendirildiğinde genellikle anonim olarak ele alındığı bilinse de lugaz ve muamma gibi söyleneni belli olan bilmecelere de rastlanılmaktadır. Mensur ve manzum şekillerde yazılan bu eserler genel olarak sorularına tek cevap almaktadırlar. Bilmeceler sorulduğunda kinayeli, mecazlı veya şiirli bir anlatımla anlatıldığı gibi soru şeklinde sorulan bilmecelerin de olduğu görülmektedir. İnsan zekasını ölçme aracı olarak görüldükleri kadar eğitim amaçları da bulunmaktadır. Bilmeceler ele aldıkları konu bakımından zengin bir konu dağarcığına sahip olup içerisinde tabiat olayları, eşyalar, dinler, insan, bitki, hayvan vb. unsurlar ele alınmaktadır.6

Türk Dünyası coğrafyasında görülen bilmece tiplemeleri adı geçen bu coğrafya da yer alan Türk topluluklarında farklı adlarla anılsa da anlamlar genel olarak aynıdır. Çalışmamıza konu olacak olan Kazak kültüründe bilmece geleneğine değinmeden önce bu coğrafyalarda yer alan diğer devletlerden birkaç tanesindeki bilmece kültürleri hakkında bilgi vermek yerinde olacaktır. Türk coğrafyasında bilmece kültürünün yoğun olarak görüldüğü devletlerden biri olan Kırgız Türklerinde bilmeceler hakkında ortaya çıkarılan araştırmalar 1917 Ekim Devrimi’nden sonra gerçekleştirildiği gibi Kırgızların destansı yaklaşımları neticesinde yapılan çalışmalar geri planda kalmıştır. Kırgızlara dair ortaya çıkarılmış olan bilmecelerin de çoğu Rus Folkloristlerin yaklaşımı doğrultusunda ortaya konmaktadır. Kırgız anlatılarının bilmecelere koyduğu anlam ilk olarak Rus Folklorist M. İ. Bogdanova tarafından ortaya konulmuş ve onun tabiri ile bilmece; çevremizde gerçekleşen olayların, kavramların belirgin özelliklerini belirterek gizli anlatımlarla anlatılan sözlü ürünler olarak belirtilmiştir.7 ‘’Tabışmak’’ olarak kullanılan bilmece kavramının tanımı Kırgız Sovyet Ansiklopedisinde yer alan ve tabiat olaylarını ele alan şiirsel bir havada işlenen kısa manzum eserler olarak ele alınmaktadır.8 Kırgız bilmeceleri hakkında yapılan çalışmalara değinilecek olunur ise K.İbrahimov ve A.Akmataliev’in yazıya sunduğu Tabışmaktar adlı bilmece kitabı Kırgız bilmeceleri hakkında bulunan münferid kaynak niteliğindedir. Toplamda 2152 bilmeceden oluşan çalışma dört ana başlık olarak sınıflandırılarak oluşturulmuştur.9 Kırgız bilmece kültürüne ortaya çıkarıldığı dönem itibari ile ağır bir Sovyet baskısına uğramıştır. Kırgızlara ait olan bilmeceler ilk olarak 1924 tarihinde ‘’Kırgız Alippesi’’ adı altında yayınlanmıştır. Eser içeriğinde Kırgız Türkçesinin sesi hakkında bilgiler verilirken bunun yanında Kırgızların gelenekleri, kültürleri ve hayatlarına dair okuma parçaları vermektedir. Daha sonraki zamanlarda da bilmeceler çocuklar için ders kitaplarına eklenerek eğitici bir rol üstlenmiştir.10 1920’li yıllardan itibaren Kırgız toplumunda yer bulan bilmeceler Sovyet rejimi tarafından özellikle de din ve dini kavramlar üzerinde oluşturulan bilmeceler sansüre uğradığından yayınlanma imkanı bulamamış ve yayınlanmaları 1985 yılında gerçekleşmiştir. Din ve dini kavramları içermeyen bilmeceler tehlikeli olarak nitelendirilmemiş ve yayınlanmasında bir mani görülmemiştir.11 Kırgız bilmece geleneğinde ‘’Tabışamaktuu aytış’’ adı verilen bilmece temelinde atışma anlamına gelen karşılıklı diyalog türü vardır ki bu tür Türk edebiyatında ‘’muamma ya da askı muamma’’ ile aynı türdedir. Bu tür de karşı karşıya gelen taraflar birbirlerini denemek amacıyla bilmece şeklinde söylenen şiirler vasıtasıyla sorular sormaktadır.12 Kırgız bilmecelerin de renklerin yeri de ayrı bir öneme tabidir. Bilmecelerde yer almakta olan beyaz renk genel olarak eşyalarla alakalı olarak sorulur ve kar, pamuk, şeker, yumurta.. gibi beyaz renkte bulunan eşyaları nitelendirmek adına kullanılırdı.13 Cevabı ‘’yumurta’’ olan bir bilmecede ‘’Yer altında beyaz güvercin’’ şeklinde sorulurken cevabı ‘’kulak’’ olan bir bilmecede de kulak benzetme yolu ile kaşığa benzetildiği ve sorusu da ‘’Ak kaşık, duvarda yapışık’’ şeklindedir.14 Bilmecelerde kullanılan kırmızı renginin kızıl ve al şeklinde kullanıldığı görülmekte olup bilmecelerde genel olarak insan organı, eşya, bitki vb. durumlarda kullanılırdı. Güneş ışığının rengi, iğde kabuğu kızıl olarak nitelendirilirken nar kızıl bir yumurta olarak bilmecelerde yer bulmaktadır. ‘’Al atlaslar giydim’’ ibaresi ile bilmecelerde bayrağın al rengi ile belirtildiği bildirilirken üzüm, çay ve kınanın al rengi ile anlatıldığı aktarılmaktadır.15 Bilmecelerde ‘’Sarı’’ rengi bitki, hayvan, eşyayı nitelemek için kullanılmakta olup bilmecelerde yer alan bir örneğine göre cevabı ‘’limon’’ olan bir bilmece de ‘’sarıca, suluca’’ tabiri kullanılmıştır.16

Kazakistan coğrafyası’nda yaygın olan tabiri ile ‘’jumbak’’ terimi adı geçen bu bölgede ‘’gizli düşünce, sır’’ anlamlarında kullanılır ve jumbak adının da yummaktan çıktığı görülmektedir. Bilmecelerde genel olarak elin içerisinde bir nesne saklanır ve bilmecenin muhatabı olan kişiden anlatım yolu ile elinin içine gizlenen nesnenin bulunması beklenirdi.17 Zamanla unutulmaya yüz tutan bilmece geleneğinin devamlı olmasını sağlama adına bilmece sorma geleneği ortaya çıkmış ve bu düşüncenin örnek adımı olarak da Kazakistan da ‘’bilmece sorma geleneği’’ ortaya çıkmıştır.18

Bilmeceler hakkında yapılan genel araştırmalara göre bilmecelerin ortaya çıkmasında ilk dönem tabuları neden olmuştur ve mitolojik çağlarda korkulan veya saygı ile anılan bazı varlıklar dile getirilirken belirgin özellikleri bahsedilirdi. Bahsedilen bu varlıkların adlarının zikredilmesi durumunda zarar geleceği inancı bilmecelerin doğmasına da zemin hazırlamıştır. Türk dünyasında görülen bilmece kültürünün islamiyetin kabulünden önceki dönemde mitolojik anlamlar taşıdığı olgusu yer alırken islamiyetin kabul edilmesinden sonra mitolojik anlamların yerini İslami unsurlara bıraktığı görülmektedir.19 Kazakistan da işlenen bilmecelerin konuları sınıflandırıldığı takdirde insanla ilgili olan bilmeceler; bacak, parmak, burun gibi insan organları üzerinden, hayvanlarla ilgili olan bilmeceler; balık, çekirge, kartal gibi hayvan adları üzerinden, tabiat olayları hakkında ele alınan bilmeceler; çobanyıldızı, gündüz, güneş gibi doğada gerçekleşen olaylar üzerinden, yiyecekler ile ilgili olan bilmeceler; günebakan, üzüm, vişne gibi meyve veya çiçek adları üzerinden, eşya ile ilgili olan bilmeceler; otağ, çadırın kısımları gibi nesneler üzerinden, alet ve araçlar ile ilgili bilmeceler; ocak, olta, kısrak gemi, kazan, tren gibi araçlar üzerinden ele alınırken harfler, sayılar ve eğitim ile ilgili bilmeceler kitap, otuz iki, okuma gibi tabirler üzerinden anlatılmakta olup bilmece soran kişilere ‘’aytuvşı’’ cevaplayanlara da ‘’tabuvşı’’ denilirdi. Bilmece sorma usulü kadınlar ve erkeklerin karşılıklı takımlar oluşturup birbirlerini sınama şekli ile yapılırdı. Sorular genel olarak çift anlamlı olarak da sorulabilirken cevapları da bazen ipucu istenerek çözülürdü. Bilmece yarışlarının sonucunda kaybeden taraf hayvan taklidinde bulunma, mecliste bulunanlara su dağıtma, koyun, sığır veya at kesme gibi cezalar verilebilirdi. Kazakistan yöresinde bilmece sorma geleneği belli başlı mekanlarda yapıldığı gibi özel olarak toplanılmazdı. Belli başlı mekanların başında da toy çadırları, bağ, bahçe ve tarla yeri, okullar, fabrikalar gelmekte olup bilmece sorma zamanları da genel olarak milli bayram olan ‘’Ulustın ulı küni’’ adlı Nevruz bayramında, ‘’Oraza künderi’’ adlı Ramazan ayında ve ‘’ Oraza aytı’’ adlı Ramazan bayramında yapılırken mevsim kutlamalarında yaz ve güz mevsimlerinin başındaki törenlerde yapılabilirdi. Bunun yanında çocuklar için doğum günlerinde, genç delikanlılar için ata ilk biniş töreninde, genç kızlar içinde anne babaları evde yokken bir araya gelmesi ile düzenledikleri eğlenceler esnasında, avcılık ve hayvancılık şenliklerinde ve dinlenme günlerinde gerçekleştirilirdi.20


1883 yılında yayımlanan ‘’Kırgizskaya Hrestomatiya’’ adlı bilmece kitabında yer alan 146 konuda Kazak Türklerinin dünya algısı ve sosyal hayatlarını yansıtan zengin bir konu çeşitliliği olduğu belirtilirken konular arasında ‘’aspan’’ (gökyüzü), ‘’tabiat kubılıstarı’’ (tabiat olayları), ‘’hayvanattar alemi’’ (hayvanlar alemi), ‘’as-avkat’’ (yemek), ‘’enbek kuraldarı’’ (emek malzemeleri/ iş aletleri) vb. Konular yer almakta olup Kazakların jumbak tarihi kaynaklarının arasında Kıpçaklar hakkında bilgi sahibi olunana ‘’Codex Cumanicus’’ adındaki ‘’Kuman Sözlüğü’’ eseri yer almaktadır.21

                                                                          Sonuç

Bilmece insanoğlunun zekasını ölçen, sınayan sosyal bir olgudur. Sosyal yaşantısı gereği toplumun her kesiminde hissedildiğinden eski mitolojik dönemlerden günümüz çağına kadar milletlerin tarihinde yankı bulmuştur. İlk dönem devri insanlarında bilmece yarışmaları ile başlayan bu süreç asırlar boyunca devam ederek 21. yüzyılda Türki devletlerde de etkilerini göstermiştir. Çalışmamıza konu olan Kazak- Kırgız Türki devletleri örneğinden ele aldığımız bu çalışma Kazak Jumbak ve Kırgız tabışmak bilmece kültürüne de bir örnek olma niteliğindedir. Bilmece eserlerinin toplanarak kitaplara aktarıldığı dönemlerde uğranılan Sovyet baskısının hangi alanlarda uygulandığı, baskıya maruz kalan Türki devletlerinde yaşayan Türk kimliği bulunan halkların dini ideolojilerine etkim edecek herhangi bir oluşuma neden olmayacak oluşumları engellemek adına din ve dini kavramlar üzerinden ele alınan dini bilmecelere sansür uygulanırken din dışında ele alınan insan, tabiat, nesne, renk vb. Kavramlar üzerinden ele alınan bilmecelere hiçbir sansür uygulanmadığı görülmüştür. Kazakistan coğrafyasında ele alınan jumbak geleneği örneğinde ilk bilmecelerin ortaya çıkışına sebebiyet veren tabu kültürüne ve tabu kültüründen hareketle o dönemlerde saygı duyulan veya korku duyulan varlıkların gizli anlatımlarla adlandırılmasından çıktığı ele alınmış olup bilmecelere konu olan kavramların insan, hayvan, tabiat, yiyecek, ev, alet-araç, harf-sayı ve eğitim gibi kavramlar olduğu anlatılmıştır. Kazak bilmece kültürü bünyesinde bilmece soran ve cevaplayan kişilerin adları, bilmece yarışmaları, soran kişide olması gereken özellikler ele alınmış olup bilmecelerin Kazak ve Kırgız geleneklerinde her alana etki ettiği ortaya çıkartıldığı belirtildiği gibi bilmecelerin dini bayramlarda, eğlencelerde, tarlalarda, misafirlik zamanlarında vb. Sosyal alanlarda uygulandığı ortaya konulmuştur.


                                                                        Kaynakça

  • Yangi̇l, M. Kürşad , Keri̇moğlu, Caner . "Bilmecelerin eğitimdeki yeri ve önemi". Eğitim Bilimleri Araştırmaları Dergisi 4 / 2 (Ekim 2014): 341-354 .

  • Karademir, Fevzi. Türk halk bilmecelerinin yapı, dil ve üslup özellikleri Diyarbakır: Dicle Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora Tezi, 2007

  • Türkyılmaz, Dilek. Türk Dünyasında Bilmece Ankara: Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora Tezi, 2007

  • Kürşad Yangil, Muahmmed. Bir Halk Anlatısı Olan Bilmecenin Eğitimsel İşlevi İzmir: Dokuz Eylül Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Doktora Tezi, 2015

  • Şimşek, Serdar. Kırgız Türklerinin Bilmeceleri (İnceleme-Metin) Ankara: Gazi Üniversitesi, Sosyal Bilimler Esntitüsü, Doktora Tezi, 2018

  • Şimşek, Serdar. ‘’Kırgız Bilmecelerinde Sovyet İdeolojisinin Etkileri’’, TÜRÜK Uluslararası Dil, Edebiyat ve Halkbilimi Araştırmaları Dergisi, 6/12 (2018), 441-459

  • ÇERİBAŞ, M. (2010), Kırgız Halk Edebiyatında Yarışma Temelli Bir Tür: “Aytış”, Acta Turcica, (Çevrimiçi Tematik Türkoloji Dergisi), ss. 59-74

  • BAYRAK İŞCANOĞLU, İ., (2017). KIRGIZ HALK KÜLTÜRÜNDE AK( BEYAZ) RENK. 9. MİLLETLERARASI HALK KÜLTÜRÜ KONGRESİ

  • Durbilmez, Bayram. Türk Dünyası Kültürü 1. İstanbul: Ötüken Neşriyat, 2. Basım, 2018

  • İçel, Hatice. BATI TÜRKLERİNİN DÖRTLÜKLERDEN KURULU BİLMECELERİ ÜZERİNDE BİR ARAŞTIRMA Konya: SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ, Doktora Tezi, 2005

  • Durbilmez, Bayram.  Türk Dünyası Kültürü 2. İstanbul: Ötüken Neşriyat, 2. Basım, 2019







1Muharrem Kürşad Yangil- Caner Kerimoğlu, ‘’Bilmecelerin Eğitimdeki Yeri ve Önemi’’, Eğitim Bilimleri Araştırma Dergisi, 4/2 (Ekim 2014), 343.

2Fevzi Karademir, Türk halk bilmecelerinin yapı, dil ve üslup özellikleri (Diyarbakır: Dicle Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora Tezi, 2007), 2

3Karademir, Türk halk bilmecelerinin yapı, dil ve üslup özellikleri, 3.

4Dilek Türkyılmaz, Türk Dünyasında Bilmece (Ankara: Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora Tezi, 2007), 13-17

5Muhammed Kürşad Yangil, Bir Halk Anlatısı Olan Bilmecenin Eğitimsel İşlevi (İzmir: Dokuz Eylül Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Doktora Tezi, 2015), 29-31

6Muhammed Kürşad Yangil, Bir Halk Anlatısı Olan Bilmecenin Eğitimsel İşlevi, 32

7Serdar Şimşek, Kırgız Türklerinin Bilmeceleri (İnceleme-Metin) (Ankara: Gazi Üniversitesi, Sosyal Bilimler Esntitüsü, Doktora Tezi, 2018), 30-32

8Türkyılmaz, Türk Dünyasında Bilmece, 16

9Türkyılmaz, Türk Dünyasında Bilmece, 67

10Serdar Şimşek, ‘’Kırgız Bilmecelerinde Sovyet İdeolojisinin Etkileri’’, TÜRÜK Uluslararası Dil, Edebiyat ve Halkbilimi Araştırmaları Dergisi, 6/12 (2018), 448

11Serdar Şimşek, ‘’Kırgız Bilmecelerinde Sovyet İdeolojisinin Etkileri’’, 450

12Mehmet Çeribaş, ‘’Kırgız Halk Edebiyatında Yarışma Temelli Bir Tür: “Aytış”, Acta Turcica, 2/1, (2010), 65-66

13İlknur BAYRAK İŞCANOĞLU, ‘’KIRGIZ HALK KÜLTÜRÜNDE BEYAZ (AK) RENK’’, 9. MİLLETLERARASI HALK KÜLTÜRÜ KONGRESİ, 98

14Bayram Durbilmez, Türk Dünyası Kültürü 1, Ötüken Neşriyat, 68

15Hatice İçel, BATI TÜRKLERİNİN DÖRTLÜKLERDEN KURULU BİLMECELERİ ÜZERİNDE BİR ARAŞTIRMA (Konya: SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ, Doktora Tezi, 2005), 231-232

16Hatice İçel, BATI TÜRKLERİNİN DÖRTLÜKLERDEN KURULU BİLMECELERİ ÜZERİNDE BİR ARAŞTIRMA, 234; Bayram Durbilmez, Türk Dünyası Kültürü 1, 75

17Bayram Durbilmez, Türk Dünyası Kültürü 1, 125

18Bayram Durbilmez, Türk Dünyası Kültürü 1, 126-127

19Bayram Durbilmez, Türk Dünyası Kültürü 1, 127- 129

20Bayram Durbilmez, Türk Dünyası Kültürü 1, 133- 139

21Bayram Durbilmez, Türk Dünyası Kültürü 2, 129

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İZLE BUTONUNA TIKLA ABONE OL ! Yazılarınızı E-posta Adresimize Gönderebilirsiniz.