Translate

23 Temmuz 2021 Cuma

İlk Türk Matbaasının Kuruluşu ve İbrahim Müteferrika

    





                                                 Nagihan BİLGİN


    15. yy da Gutenberg’in matbaayı icadı ile başlayan, Batı’da ve Doğu’daki gelişimi her ne kadar farklı olsa da insanlığa yararı yadsınamaz bir gerçektir. Matbaa icat edilmeden önce yazı çeşitli basım teknikleriyle çoğaltılmıştır. Bu bağlamda yazma eserleri elle yazarak yeni bir nüshasını çıkartmak oldukça zaman almıştır. Bunu hızlandırmak için birkaç farklı yol denenmiştir. Bunlardan ilki oyulmuş tahta veya madeni levha yoluyla aslına uygun bir şekilde koyasını çıkartmışlardır. Mühür baskı yöntemi ile de bütün bir sayfayı tek parça olarak bir levha üzerine oymak gerekmektedir. Bir diğer yöntem de ise ksilografi’ dir. Bir ağaç parçası kabartılı bir desen oluşturacak biçimde yontulur , kabartılı kısım mürekkeplenir ve üzerine kağıt bastırılır. 10. Yüzyılda Çin’de kağıda uygulanmış olan bu teknik esasında 4. yüzyılda Mısır’da , 12 ve 13 yüzyıllarda Avrupa’da kumaş üzerine baskı yapmak için kullanılmıştır.  Diğer taraftan Doğu Türkistan Kan-Su’daki Tun-Huang bölgesinde, 9. Yüzyılda ahşaptan yapılmış matbaa harflerinin bulunması daha o dönemde yazıyı kullandıkları, basım yaptıklarının işaretidir . İlk Türk matbaasının Osmanlı’da kuruluşundan önce matbaanın Osmanlı’da kullanımı İspanya’dan göç eden Yahudiler tarafından 1495 yılında İstanbul’da açılmıştır. Bunu Selanik, Edirne , İzmir gibi şehirler takip etmiş ve daha pek çok şehirde faaliyete geçmiştir. İbranice , Yunanca , Latince ve İspanyolca basılan eserlerde dini konular ağır basmıştır. Yahudiler’den sonra 1567 tarihinde Ermeniler, 1627 ‘de ise Rumlar ilk matbaalarını İstanbul’da açmıştır. Osmanlı Devleti azınlıkların açmış oldukları matbaaları zaman zaman kapatma kararı almıştır. Bunun sebebi olarakta Yahudi ve Hristiyan cemaatlerinin din işlerinde yaşadıkları anlaşmazlıkların önüne geçmektir. Çünkü; her cemaat kendi propagandasını yapmak gayesiyle , dini kitaplarını kullanmaktadırlar. 3 Osmanlı Devleti azınlıkların matbaalarında Türkçe ve Arapça eserler basılmasını yasaklamıştır. Fakat Avrupa’da basılıp ülkeye gizlice getirilmesi önlenememiştir. Ayrıca Kur’an-ı Kerim’in matbaa da basılan ilk örnekleri 17. Yüzyıldan itibaren ülke sınırları içerisinde görülmeye başlanmıştır. Ancak bunların serbestçe okunması ve dağıtımı mümkün olmamıştır. 4 Ancak Osmanlı Devleti azınlıklara yasakladığı matbaayı bir müddet sonra desteklemiş ve ilk Türk matbaasının kurulmasına kanaat getirecektir. Osmanlı tarihinde 1718-1730 Lale Devri olarak anılmaktadır. Batılılaşma anlamında yenilik hareketlerinin başlaması açısından ayrı bir öneme sahiptir. Bu dönemin ortaya çıkışının iki sebebi vardır bunlardan ilki; Osmanlı Devleti’nin toplumsal düzeninin 17. yüzyıldan itibaren bozulmasıdır. İkincisi de ,egemenliği altındaki toprakları 17. Yüzyıl sonlarından itibaren kaybetmesidir. Ancak Osmanlı devleti toplumsal yapısının bozulmasını 18. Yüzyıl ‘da toprak kayıplarının had safhaya ulaştığı zaman farkına varabilmiştir. Batı’da neler olup bittiğini merak etmiş ,ve incelemeler yapmak amacıyla Avrupa’ya elçiler göndermişlerdir. Avrupa’yı örnek almak gibi yeniliklere yönelmiştir.  İlk Türk matbaasının kurucusu olan İbrahim Müteferrika Macaristan’da Koloszvar şehrinde muhtemelen 1674’te doğmuştur. Kalvinist olduğu iddia edilen Hristiyan , fakir bir Macar ailesindendir. Asıl adı ve ailesi bilinmemektedir. Şehrin Kalvinist kolejinde rahip olmak üzere okurken 1692’de ya da 1693’te Thököly İmre’nin , O zaman bu şehri elde eden Habsburglara karşı ayaklanması sırasında Osmanlı askerlerinin eline esir düşmüş , İstanbul’a getirilerek köle olarak satılmıştır. Kendisini kurtarmak için Macarlardan kimse “fidye-yi necat” vermediğinden,efendisi de çok kötü bir adam olduğundan kölelik hayatına dayanamayarak zorunlu olarak Müslüman olmuştur. İbrahim adını alımış, Türkçe’yi , İslâm bilimlerini çabuk öğrenerek yükselmiştir. Müteferrikalık Osmanlı sarayında çeşitli işler yapmakla görevli, hükümdarla vezirlerin ve diğer hizmet sahiplerinin yanında olan bir kısım hizmet erbabı hakkında kullanılan bir tabirdir.  İbrahim Müteferrika bu unvanı 1715’ te Şehit Ali Paşa’nın mühürdarlığında bulunup , Mora seferinden avdette sadrazamın bir mektubuyla Avusturya Macaristan aleyhine hareket eden Macarların yanına tercüman olmasıyla almıştır. Müteferrika, Rakoçi’nin ölümüne kadar Tekirdağ’da onun yanında tercümanlıkta kalmış, Türkçe katipliğini yapmıştır.  1737- 1739’ da Türk-Avusturya-Rus savaşında top arabaları katipliği yapmıştır. Türk askeri ile savaşa giden Macarların tahririni yapmıştır. 1738’ de Orşova kalesinin Türklere teslimi müzakerelerinde görev almıştır. Matbaanın açılışına bakacak olursak ; İbrahim Müteferrika’ya en büyük yardımı 1720-21 yıllarında Paris’e gönderilen Yirmisekiz Mehmet Efendi’ye eşlik eden oğlu Sait Çelebidir. Mehmet Çelebi’nin Paris’ten Fransız saray çizim ve planlarını getirmesi ile Barok usülü mimarinin Osmanlı sarayı tarafından ilgiyle karşılanmıştır. Matbaa teknolojisinin Osmanlı toplumunu etkileyecek şekilde devlet eliyle kurulması da işte bu dönemin bir mahsulü olarak karşımıza çıkmaktadır. Sultanın verdiği fetva doğrultusunda İbrahim müteferrikanın evinde kurulmuş olan Müteferrika matbaası 28 Eylülden sonra 1727 de kuruldu.1730’ da patrona Halil İsyanın çıkması bu siyasi karışıklık Osmanlıda taht değişikliğine sebep oldu. 

    Toplumsal değişimin hızlandığı, sosyal tabakalaşmanın yok olmaya başladığı. Bir döneme girilmeye başlandı. Batılı devletlerin Osmanlı Devleti’nden önce kullanıp geliştirmesi, devletlerarası rekabete yön vermişti. Matbaanın kurulması birçok yeni gelişmeyi peşinde getirse de bir o kadar da tartışma konusu olmuştur. Bu husus Osmanlıya matbaa geç mi geldi siyasi sonuçları ve bunun nedenleri üzerinde durulmuştur.. Kesin bir nedeni olmamakla beraber bu süreci etkileyecek hususlar temel alınmalıdır. Bu bağlamda değerlendirecek olursak öncelikle dönemin siyasi ve sosyal konumunu ele almalıyız. İnsanlar genellikle “Din” olgusunu Osmanlı matbaasının sonradan açılmasının nedeni olarak görürler. Fakat bu temellendirme eksiktir. Zamanında din olgusu matbaa üzerinde kısıtlayıcı etken yaratsa da tamamen geç gelmesinin nedeni olarak sayamayız. O dönemde Osmanlı toplumunda reayanın dar gelirli olması ve bu hususta hattatlığın temel geçim dayanaklarından olması da matbaaya uzak durulmasını sağlayan bir diğer etkendir. “Müstensihler” denilen ve kitap yazım, çoğaltım işiyle uğraşan bu grubun temel geçim kaynağı buydu. Uzak durulmasındaki ekonomik payda çok önemlidir. Çünkü Osmanlıda var olan Devlet anlaşışı Lonca üzerine kurulmuştur. Fakat durum düşünüldüğü gibi olmamış birçok tarihçinin eseri temel alındığında aksine yazma eserler, matbaa eserler karşısında değer kaybetmemiş seyrini devam ettirmiştir. Matbaanın toplumda yaygın hale gelmesi ve eğitimsel faktörlerin yaygınlaşması olarak gören kısım yerine bunu zihniyet değişimi olarak algılayan bir grubun engelleri ile karşılaşmıştır. Batılılaşma olarak algılayan grubun ve aynı zamanda işlerini kaybedeceklerini düşünen esnafın tepkisini çekmiştir. Avrupa’ya nispetle geç gelen matbaa batıdaki gelişmelerin Osmanlı’nın kayıtsız kalması ve bilginin öğrenilip hayata geçilme serüvenini bir sonraki tarihlere aktarmıştır. Bu bağlamda matbaanın aktif bir şekilde kullanılması içi belirli bir alt yapıya ihtiyaç vardı. Gerekli koşulların ilki kullanılacak maddenin ucuza mal edilmesidir. Batı’nın bu konuda daha üretken imkânlara sahip olması ve bunu her âlânda kullanması çağın gerekliliklerine kolay adapte olmasını sağladı. Kâğıt dışında basımın sürekliliği adına belirli bir okuyucu kitlesine sahip olmak gerekiyordu. Genel olarak değerlendirildiğinde matbaanın Osmanlıya geç gelmesindeki etkenin tartışmaların ana hedefi olan din olmadığını görüyoruz. Devletin matbaa serüveni incelendiğinde Arap alfabesinin de temel alınması lazım gelir. Sözlü yazım geleneğine dayalı bir olgunun biranda değişmesi mümkün olmayacaktı. Matbaanın siyasi koşullar neticesiyle geciktiğini söylemek yanlış olmaz. Reayanın endişe ettiği gibi hattatlar saf dışı kalmamış büyük çoğunluk dini kitaplar elle yazılmaya devam etmiştir. Kağıt üretimi, Kültürel faktörler, Teknik ve bilgi eksikliği, dönemin siyasi sosyal yapısı, Kullanılan alfabe sisteminden çıkan güçlükler olarak sıralayabiliriz. Fakat müteferrikanın bu sorunlar karşısında büyük bir başarı gösterdiği yadsınamaz bir gerçektir.14 Matbaa birçok alanı etkilese de en önemli alanı eğitim üzerine olmuştur. Avrupa da çoktan faaliyete girmiş olsa da Osmanlıda da birtakım değişimlere neden olmuştur. Matbaada 1729’ da basılan ilk kitap bütün medrese talebelerinin ihtiyaç duyacağı Arapça –Türkçe sözlük Vankulu Lügati’dir. Bu gelişmeler lale devrinin en büyük kazanımı olmuştur. Lale devri Osmanlı için bir Rönesans mahiyeti taşıdığı için birçok alanda matbaanın etkisi hakim olmuştur. Toplumun araştırma arzusu arttıkça basılan eserlerin miktarda talebi karşılayacak derecede yaygınlaşmıştır. Matbaa 1795’te Mühendishane-i Berr-i Hümayun talebelerinin kısa sürede kısa sürede ve çok sayıda kitap ihtiyacını karşılamak için devlet eliyle Matbaa-i Amire adıyla yeniden açılabilmiştir.15 Basılı kitabın temel amacı kalıcılığı sağlamak aynı zamanda geniş bir okuyucu yelpazesine hitap etmektir. İbrahim Müteferrika’nın da bu amaçla giriştiği ve başarıyla Osmanlıya adapte ettiği bu yeni platform birçok kitabın basılması ve okutulması hususunda adımları başlatmış ve gelişerek devam etmiştir. Ucuz kitap sayesinde eğitim daha kolay hale gerilmiştir. Aynı bilginin birçok kişiye ulaşması sağlandı. Matbaa Osmanlı İmparatorluğunda temsil edilen milletlerin entelektüel uyanışı ve modern eğitim alanlarında büyük hizmet vermenin yanı sıra imparatorluğun sonunda meydana gelen siyasi mücadelelerin en etkili silahı olarakta. kullanılır.

 Sonuç

 İlk Türk matbaasının Osmanlı’da kuruluşundan önce matbaanın Osmanlı’da kullanımı İspanya’dan göç eden Yahudiler tarafından yapılmaktaydı. İlk Türk matbaasının kurucusu olan İbrahim Müteferrika Habsburglara karşı ayaklanması sırasında Osmanlı askerlerinin eline esir düşmüş, İstanbul’a getirilerek köle olarak satılmış, zorunlu olarak Müslüman olmuştur. Böylelikle Osmanlı’nın matbaa serüveni başlamıştır. Matbaanın kurulması birçok yeni gelişmeyi peşinde getirse de. Bir o kadar da tartışma konusu olmuştur. Bu husus Osmanlıya matbaa geç mi geldi sorusu üzerine yoğunlaşılmıştır. Kesin bir nedeni olmamakla beraber bu süreci etkileyecek hususlar temel alınmalıdır. Bu bağlamda değerlendirecek olursak öncelikle dönemin siyasi ve sosyal konumunu ele almalıyız. O dönemde Osmanlı toplumunda reayanın dar gelirli olması ve bu hususta hattatlığın temel geçim dayanaklarından olması da matbaaya uzak durulmasını sağlayan bir diğer etkendir. Görüldüğü gibi Osmanlı’ya geç gelmesi dönemin ihtiyaç yapısıyla alakalıdır.

Kaynakça

 AFYONCU, Erhan ,”Müteferrika”, TDVİA, C. 32, İstanbul 2006, s. 183 

 ALTUNTEK, Serpil,” İlk Türk Matbaasının Kuruluşu ve İbrahim Müteferrika “, Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, C. 10, S. 1, 1993.

 BERKES, Niyazi, Türkiye’de Çağdaşlaşma , Bilgi Yayınevi, Ankara 1973, 

 ÇETİNKAYA, Nurullah, Matbaanın Osmanlı Eğitim Tarihi’ndeki Yeri ve Önemi, Yayınlanmış Yüksek Lisans Tezi, Konya Selçuklu Üniversitesi , Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2011, s. 105 

GÜNDÜZ, Mustafa, Türk Eğitim Tarihi, İdeal Kültür Yayıncılık, İstanbul 2020, 

 İNCE, Yusuf, “Matbaanın Osmanlı Topraklarına Geç Gelmesinin Müsebbibini Aramak Ya Da Eski Bir Tartışmaya Dâhil Olmak”, Uluslararası Tarih ve Sosyal Araştırmaları Dergisi, S. 20, İstanbul 2018,

 KARAGÖZ, “Mehmet, Osmanlı Devleti’nde Islahat Hareketleri ve Batı Medeniyetine Giriş Gayretleri”, Ankara Üniversitesi Osmanlı Tarihi Artaştırma ve Uygulama Dergisi, S. 6 ,İstanbul 1995,

 KORKMAZ, Şerif, “İbrahim Müteferrika ve Türk Matbaası”, Dil Araştırmaları Dergisi, C. 2, 1999

 KÜÇÜKCAN, Berrin, “Dünden Bugüne Matbaanın Serüveni”, Leman Şenalp’e Armağan Türk Kütüphaneciler Derneği, İstanbul 2006 

 SÜMBÜL, Sinan , Osmanlı’da Matbaa Meselesine Yeni Bir Bakış : Risale-i Fevaid-i Basma Adı Yazma Eser Bağlamında Osmanlı Devleti’nde Matbaacılık Faaaliyetlerinin Değerlendirilmesi, Bilgi ve Belge Araştırmaları Dergisi, S. 10, İstanbul 2018 

 TEKİN, Şinasi , Eski Türklerde Yazı, Kağıt Kitap ve Kağıt Damgaları, Eren Yayıncılık, İstanbul 1993 TOSUN DURMUŞ, “Büşra, Matbaa Teknolojisinin Osmanlı Devletine Giriş Koşulları Ve Tartışmalar” , Gümüşhane Üniversitesi İletişim Fakültesi Dergisi, C. 5, 2017

resim: https://www.fikriyat.com/galeri/tarih/10-soruda-osmanlida-matbaa-ve-ibrahim-muteferrika

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İZLE BUTONUNA TIKLA ABONE OL ! Yazılarınızı E-posta Adresimize Gönderebilirsiniz.