1853-1856 Kırım Harbi
Emine Naz GÖZÜKAN*
Özet: 1853-1856 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu ve Çarlık Rusyası arasında gerçekleşen adı geçen bu harp 19. Yüzyıl Dünya Tarihinin en önemli hadisesi olmuştur zira bu harple birlikte dönemin büyük devletleri mücadelede karşı karşıya kalmış ve sonucunda 19. yüzyılın en büyük problemli devletlerinden birisi olan Çarlık Rusya devletinin yaklaşık olarak 3 asırdan beri devam ettirdikleri Osmanlı devleti üzerinden sıcak denizlere ulaşma hayallerinin önüne set çekilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Osmanlı Devleti, Çarlık Rusya, Kırım, Kutsal Yerler Meselesi, Sivastopol
Giriş
Asya topraklarında büyük bir alana sahip olan Rusya buna ters bir şekilde deniz konusunda oldukça şanssız bir konumdadır zira bulunduğu bölge Kuzey Kutbunda olup ülkenin etrafı Kuzeyde buzla kaplanmış soğuk Baltık denizi, Güney de ise dönemin güçlü imparatorluklarından biri olan Osmanlı devletinin egemenliği altında bulunan Karadeniz ve Doğu Akdeniz bulunmaktaydı ve Rusya’nın hem ekonomik hem de askeri alanda güçlenmesi adına Güney denizlerine inmesi gerekmekteydi. Rusya’ya bu konuda engel olan en önemli konu Güney denizlerine giden yolda bulunan İstanbul ve Çanakkale Boğazlarının da güney komşusu olan Osmanlı devletinin hakimiyetinde olması ve devletin ticaret dışında askeri gemi geçişlerine izin vermemesidir. Rusların sıcak denizlere inme konusundaki bu ısrarcı politikasının mimari olan Çar Petro Rusların sıcak denizlere inme politikasında güvenli bir şekilde yol katetmesinin Osmanlı devletinin ortadan kalkması yoluyla olacağını belirtmiştir. Petro ile başlayan sıcak deniz politikası onun halefleri ile de devam etmiş olup 19. yüzyılın ortasına kadar varlığını sürdürmüştür.1
Savaş Öncesi Avrupa ve Osmanlı Devletinin Genel Durumu
1803 tarihinden 1815 tarihine kadar Avrupayı kasıp kavuran Napolyon savaşlarının ardından Avrupa’nın dengesinin sağlanması ve devletler arası bir barış yapılması gerekiyordu. Bu gerekçe ile oluşturulan Viyana Kongresinin en temel amacı Fransa’nın bozduğu Güçler Dengesini eski haline getirmekti. Viyana kongresi kararları gereği bazı ülkeler kendi arasında beşli bir ittifak söz konusu olmuştur. Kongrede her ne kadar bir uyum ittifakı kurulsa da Fransız ihtilalinin ortaya çıkardığı milliyetçilik olgusu tüm Avrupa’yı sarmış isyan hareketleri baş göstermişti. Avrupa kıtasının dört bir tarafında başlatılan isyan hareketleri İtalya, Polonya gibi yapılar kendi milli birliğini korumaya yönelik faaliyetlere yöneltmişti. Kırım savaşı vuku bulmadan evvel Osmanlı devletinde yaşanan olaylara değinecek olursak Osmanlı devleti milliyetçilik hareketinin ortaya çıkardığı isyan hareketlerinden etkilenmemek adına birtakım modernleşme yoluna gitti. Osmanlı devleti artık dönemin büyük güçlerinden biri değil kuzeyde büyüyen rakibi Rusya’ya karşı güçlenmeye çalışmaktaydı. 19. asrın ilk yarısına doğru devlet orduyu batı tarzında modernize etmenin yollarını aramaktaydı. Bunun dışında devlet ekonomik anlamda da sıkınıtlı bir dönemdeydi. İhtilalin ortaya çıkardığı milliyetçilik olgusunun yanında Kanuni döneminde Fransa’ya tanınmış kapitülasyonlarda sıkıntıya neden olmaktaydı. Fransız ihtilanin ardından ortaya çıkan milliyetçilik akımı Balkan topraklarını karıştırmış Yunanistanın 1829 yılında bağımsızlığını kazanması ile başlayan süreç isyanların ve dış ülkelerle yapılan anlaşma yapmalarına neden olmuştu.
Savaş Öncesi Rusların ‘’Hasta Adam’’ Tasviri
İstanbul daima Rus imparatorluğunun elde etmeyi amaçladığın bir kent olmuştur. Rusların İstanbul kentini elde etme isteklerinde bu durdurulamaz arzu nitekim oranın Bizans devletinin merkezi olması ve Rusların kendilerini III. Roma devleti olarak görmelerinden ileri gelmekteydi. Bu sebepten İstanbul dönemin Rus Çarı Nikola için vazgeçilmez bir konumdaydı ayrıca Ruslar o dönemlerde Osmanlı Devletini ‘’Hasta Adam’’ olarak görüyor ve diğer Avrupalı devletlere de aşılamaya çalışıyordu. ‘’Hasta Adam’’ fikrine karşılık İngilizler Rusların teklifine ne olumlu ne de olumsuz bir cevap vermemesi üzerine Ruslar bu sefer İngilizlerin Fransızlar ile olan rekabetinden fırsat bularak Türkiye topraklarını paylaşmak için İngilizlere yöneliyordu. 19. yüzyılın ilk dönemlerinde Osmanlı devletinde iç karışılıklar ve dış baskılar sebebiyle varlığını korumaya çalışırken Ruslar askerlik alanında oldukça ilerleme göstermiş, karşılaştığı Macar ihtilalini bastırılması ile Çar Nikola harekete geçmeye karar vermişti fakat düşünemediği bir durum vardı ki o da Türkiye konusunda İngiltere ve Fransa arasında bir dostluk olabileceğinin öngörülmemesiydi. Çar Nikola 9 Ocak 1853 tarihinde İngiltere’ye Türk toprakları konusunda Petersburg İngiltere temsilcisi Seymour ile görüşme ayarladı. Savaş öncesinde Rusların yapmış olduğu en büyük hata daha savaş başlamadan güçlü devletlerden olan Fransa’nın da destek verebileceğini fark edemeyişi olmuştu.
Savaşa Neden Olan Mühim Hadise
Makâmât-ı Mübâreke Meselesi
15. yüzyılın sonlarında birbirleriyle temas haline geçen Osmanlı devleti ile Çarlık Rusya ilerleyen
zamanlarda dostane ilişkiler kurduğu gibi çokça zaman da birbirleriyle rekabet haline girmişlerdir.
Osmanlı devleti ve Çarlık Rusya arasında toplamda 11 defa savaş yaşanmıştır ve çalışmamıza konu
olan 1853-56 Kırım Harbi gerçekleşen savaşların en mühimidir zira savaşın sonuçları yaklaşık
olarak 3 asırdan beri devam eden Rusların sıcak deniz politikasından vazgeçmek zorunda
kalmalarına neden olmuştur. Savaşın başlama sebeplerinden biri Kutsal Yerler Sorunudur. 1847
yılında bir Ortodoks ayini sırasında kaybolan bir yıldız sebebi ile başlayan Ortodoks- Katolik
gerilimi 1852 yılında Osmanlı topraklarında yaşayan Hıristiyan kesimlerin himayesi sorununu da
peşinde getirmişti. Hıristiyanlık dininin Katolik kolunu Fransa Ortodoks kolunu da Rusya himaye
ediyordu ve Osmanlı devleti kendi topraklarında yaşamakta olan mezhep farkı bulunanların
haklarının korunması için iki devlet arasında kalmıştı. Yaşanan bu durum Ruslar tarafından Osmanlı
devletinin iç işlerine karışmaya kalkmasına neden oldu. Rusların 1853 Şubat ayında Osmanlı
devleti ile Ortodoks zümreler için yapmaya çalıştığı görüşmeler sonucunda savaşa giden süreç
hızlanmıştı
1853-56 Kırım Harbi
Kırım Savaşının temellerinin atılmasında Romanya’nın rolü oldukça önemlidir. 19. yüzyılın ilk yıllarında iki defa Ruslar tarafından ardı ardına saldırıya uğrayan bu ülke Fransız ihtilali sonrası ortaya çıkan milliyetçilik ideolojisine uyup bağımsız olma yolunda hareketlenmekte idi ama aynı zamanda bu ülke siyasi olarak hem Osmanlının hem de Rusya’nın vassalı idi. 1848 yılında Ruslara yönelik yaptıkları isyan başarısız olunca isyan hareketleri bir nebze olsa da azalmış bu tarihin ardından 1849 yılında imzalanan Balta Limanı anlaşması ile de ülke üzerindeki Osmanlı- Rus hakimiyeti daha da aktif olarak Romanya’nın özerklik hakları ellerinden alınmış olsa da ilerleyen zamanlarda Rusların Macar, Eflak ve Polonyalı mültecilerin Osmanlı devletine sığınması üzerine Osmanlı devletine savaş açmıştır. Gerçekleşecek bu savaşta İngiltere ve Fransa daha en baştan tarafını belli ederek Ruslara karşı Osmanlı devletine donanmalarını desteğe yollamıştır ve savaş kaçınılmaz bir hale gelmiştir.5 Savaşın başlama nedenine bakıldığında görünen sebep Rusların Kutsal Yerlerde yaşayan Ortodoks vatandaşlarının himayesinde Osmanlı devletinin iç işlerine karışması gösterilse de esas sebep daha da farklıdır. Savaşın çıkmasının sebeplerinden biri elbette Rusların devletin iç işlerine karışmaya yönelik hareketleri de sayılmaktadır ama bunun yanında diğer Avrupa’nın büyük güçlerinin kendi arasında yaşadığı denge siyasetidir. ‘’Hasta Adam’’ imajı ile Türk topraklarını paylaşmak isteyen Rusya’nın daha fazla büyümesinin kendi çıkarlarına zararlı olacağını düşünen İngiltere ve Fransa Boğazlarda Osmanlı hakimiyetinin Rus hakimiyetinden daha faydalı olacağını düşünerek Rusları Boğazlara ve Akdenize yaklaştırmamayı hedeflemekteydi. Ruslar savaş öncesinde çıkaracakları savaşta kendilerine destek olması adına İngiltere ile yaptıkları görüşmeler ilerleyen zamanlarda ikili tarafların zıt görüşlerde bulunmalarından dolayı Rusya ve İngiltere iki ayrı kutupta yer almışlardı.6 İngiltere ile çıkarlarının çatışması Rusya’nın çıkacak savaşta müttefiksiz kalmasına neden olabilirdi. Fransanın da Rusya müttefiki olması Rusları daha savaş öncesinde yalnız bırakıyordu.
Harbin Başlaması
Rus Çarı Nikola 26 Haziran 1853 tarihinde Ortodoks zümrelerini bahane ederek Romanya topraklarına girdi. Savaş başlangıcında Rusya Osmanlıyı Balkan Ortodokslarının hakkını koruyamadığını ileri sürerek devletin daha önce imzaladığı Küçük Kaynarca antlaşması maddelerine riayet etmediği gerekçesi ile başlattığı savaşında haklılık olduğunu göstermeye çalıştı. 7 Rusların Balkanlara girmesinin ardından Osmanlı devleti ilk olarak Balkanlarda onlara nasıl karşı koyacağını nereden karşı koyacağını düşünüyordu. Rusların Prut ve Tuna nehirlerine yönelik yaptıkları herhangi bir hareket kesintisiz bir savaş sebebi olarak sayılacaktı ve Osmanlı derhal onlara karşı koyacaktı. Devlet bu kararı alırken İngiltereye de danışarak onlardan gelebilme ihtimali olan zıt görüşü kesmek istemişti. Yapılan keşifler sonucunda Rusların Eflak topraklarına girdiği anlaşılınca Rusların önüne çıkmak için iki seçenek belirlendi. Birinci seçenek; Sırbistan üzerinden Sofya ve Filibe toprakları vasıtasıyla ya da ikinci seçenekteki gibi Sırbistan içinden Bosna Hersek vasıtasıyla Rusların karşısına çıkılacaktı ama savaşın Osmanlı topraklarında sınırlı kalması kararlaştırıldığından Rusların da Sırbistana girmeleri engellenmeliydi. Rusların ana hedefinde İstanbul vardı ve onların İstanbula ulaşabilecekleri üç noktaları bulunuyordu. Osmanlı devleti bu üç yolu belirleyip savaş planını ona göre gerçekleştirmişti. Rusların kullanabilecekleri üç yoldan biri Karadenize en yakın yer olan Babadağ, ikinci yol Balkanlardan Edirne, üçüncü yol ise NiğboluPlevne yolu olarak belirlenmiştir.8 Osmanlı devleti bu savaş esnasında Avrupa’nın iki büyük devi İngiltere ve Fransa’nın kendisini yalnız bırakmayacağını biliyordu zira iki devlette Boğazlarda Rus gücünden hoşlanmazdı. Adı geçen bu Avrupalı devletlerin Osmanlı devletine çıkarsız yardım etmeyeceği aşikardı ve onların Osmanlıdan beklediği karşılık ülke içerisinde tüm kesimleri içine alan reform hareketleridir. Osmanlı devleti 12 Mart 1854 tarihinde devlet İngiltere ve Fransa desteğini almak adına kendilerinden istediği reform hareketlerini başlatacağına dair İstanbul Antlaşmasını imzaladı. Antlaşmanın imzalanmasının ardından İngiltere ve Fransa Osmanlıya yardımlarını geciktirmemiştir. Ruslarla karşı karşıya kalan bu üç güç bir hayli uzun savaşlara girmişlerdir. Bu savaşlardan Sivastopol önlerinde yapılanı tam bir yıl sürmüştür. Sivastopol önlerinde başta Fransa 30,000, İngiltere 21,000, Osmanlı devleti de 6,000 kişilik ordu ile mücadele ederken ilerleyen zamanlarda asker sayısını iki katına çıkarmışlardır. Gerçekleşen savaşlarda her iki taraftan da kayıplar verilmişti.9 11 ay süren muhasara sonunda Sivastopolun ardından Ruslar bu sefer de Eupaterya’ya saldırı hareketi gerçekleştirmişse de Ömer Paşa kumandasında dövüşen Türk ordusu bu saldırıyı püskürtünce Rus ordusunun bozguna uğradığı haberi Çar Nikolayı derin bir hüzne boğmuş ve hastalanıp ölmesine neden oldu. Bozgunun ardından Fransızların da desteği ile 28 Eylül 1855 tarihinde Sivastopol tümüyle kurtarılmış oldu ve barış görüşmeleri dönemine geçildi.
1856 Paris Barış Görüşmeleri
Fransa’nın Paris şehrinde yapılacak olan barış görüşmeleri 25 Ocak tarihinde başladı. Fransa adına Kont Florian Colonna Walewsky ve Baron Bourqueney; İngiltere adına Lord Georg Clarendon ve Lord Cowley; Avusturya adına Kont Boul ve Josef Alexander Hübner; Sardinye adına Kont Cavour ve Marki Villamarina; Prusya adına Manteuffel ve Hatzfeldt; Rusya adına Kont Aleksej F. Orlow ve Baron Filipp I. Brunnov ve Osmanlı devleti adına Sadrazam Mehmed Emin Âlî Paşa, Paris sefiri ve Reşid Paşa’nın oğlu Mehmed Cemil Bey’in katılımları ile gerçekleşti. İlk görüşmelerde Rusya’nın itiraz ettiği maddeler ve Kars ve Besarabya’nın iade etmesi kararlaştırılarak Ruslara başka hiçbir konuda taviz verilmemesi kararı alındı. Barış antlaşması otuz dört madde halinde olup 30 Mart 1856 tarihinde imzalandı. Görüşmelerdeki en zorlu konular toprak meseleleriydi ve bu meseleler halolunca diğerleri de halledildi. Anlaşma neticesinde Osmanlı devleti kağıt üzerinde bir Avrupa devleti imtiyazı elde etti. Avrupaşı devletler ile ayn eşit haklara sahip oluyordu.
Savaş Sonrası Gelişmeler
Kırım Savaşı Osmanlı Devleti ile Rusya arasında gerçekleşen bir savaş olduğundan baskın bir şekilde Osmanlı ile Rus tarihini, ekonomisini çokça etkilemişse de bunun dışında onlar kadar Osmanlı devletine müttefik olan İngiltere ve Fransa da hem savaştan hem de savaşın getirdiği sonuçlardan etkilenmiştir. Adı geçen bu savaşla Akdenizde kendilerine tehdit olma potansiyeli olan Rusya bertaraf edilmişti. Rusyanın hem Karadenizden hem de Akdenizden uzaklaşması Osmanlı Boğazlarını güvenli hale getirdiği kadar İngilizlerin Hindistan ticaretini de güvne alıyordu. Savaş esnasında kurulan üçlü ittifak savaş sonunda tekrar gerilmişti. Paris Anlaşmasında karalaştırılan Romanya adını alacak olan Eflak ve Boğdan beş büyük devletin ortak hakimiyetindeydi fakat Fransa oranın tek başına olması gereltiğini savunuyordu. Osmanlı İngiltere ve Avusturya bu kararı desteklemezken Rusya bu kararı destekliyordu ve gerçekleşen seçimler sonucudna Eflak ve Boğdan bugünkü Romanya adını aldı. Savaşın başlama sebebi olan Romanya bu sefer de savaşta ittifak olan devletleri birbirine karşı hale getirmişti.
SONUÇ
1853 1856 yılları arasında Osmanlı devleti ile Rusya arasında gerçekleşen Kırım Harbi 19. yüzyılın en mühim savaşlarından biri olmuştur zira uzun zamandan beri ‘’sıcak denizlere ulaşma’’ hayallerine vazgeçmek zorunda kalmıştı. Küçük Kaynarca antlaşmasının imzalanmasından bu yana Osmanlıyı ‘’Hasta Adam’’ olarak gören Rusya yaşanacak savaşta Avrupalı devletlerin Osmanlı devletine müttefik olabileceğini kestirememiş ve tek başına üçlü ittifakın ordusu ile savaşmak zorunda kalmıştır. Kırım Harbi sonuçları ile birlikte sadece kendi yüzyılını değil bir sonraki asırıda etkilemiştir zira harp sonucunda sıcak denizlere ulaşmada Karadeniz ve Osmanlı ile olamayacağını anlayan Rusya hedefini bir diğer noktası olan Türkistan topraklarına dikmişti. Asıl amacı Hindistana ulaşma olan Rusya hanlıkların işgali ile sıcak deniz siyasetini farklı yollardan deneyecektir. Yaşanan bu hadise Türkistan topluluklarının Rus işgaline uğramasına neden olmuştur.
KAYNAKÇA
- Keleş, Erdoğan . "Kırım Savaşı’nda (1853-1856) Karadeniz ve Boğazlar Meselesi: The Black Sea and the Straits Question in the Crimean War (1853-1856)". OTAM Ankara Üniversitesi Osmanlı Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Dergisi 23 / 23
- Çetin, M. ve Kök, R. (Aralık 2016). Kırım Savaşı, emperyal güçlerin dünya savaşı pratiği. Almatı: Avrupa Araştırma Enstitüsü Yayınevi. 11 Kemal Beydilli, ‘’PARİS ANTLAŞMASI’’,
- Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (Ankara: TDV Yayınları, 2007), 34/169-172. 12 Tufan Gündüz, Osmanlı Tarihi El Kitabı, s. 532
- Kurat, Akdes Nimet. Rusya Tarihi Başlangıçtan 1917’ye Kadar, Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları, 2014.
- Togay Seçkin Bi̇rbudak. "1853-1856 Kırım Harbi’nde Osmanlı - Avusturya İlişkileri". Belleten LXXXII/ (2018): 241-264. https://doi.org/10.37879/belleten.2018.241.
- Gündüz, Tufan. Osmanlı Tarihi El Kitabı, Ankara: Grafiker Yayınları,2018.
- Akar, Şevket Kamil – Al, Hüseyin. Osmanlı Dış Borçları Ve Gözetim Komisyonları (1854- 1856), İstanbul: Osmanlı Bankası Arşiv Ve Araştırma Merkezi, 2004.
- Acar, Kezban. ‘’ Kırım Savaşı (1853-56) Döneminde Propaganda: Rus Popüler Kültüründe Savaş ve Düşman İmgesi ‘’, Bilig / 88 ( Ocak 2019
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder