Translate

5 Temmuz 2021 Pazartesi

Kitap Tanıtımı/Book Review

                                             Fatih Ünal vd., Sibir Hanlığı Kronikleri II Stroganov Kroniği, (İstanbul: Ötüken Neşriyat, 2020), 93 s., ISBN: 978-605-155-897-4

Emine Naz GÖZÜKAN

                              



    Kitap bir Önsöz, Kısaltmalar, Giriş, Stroganov Ailesi, Stroganov Kroniği Yazmaları, Stroganov Kroniği Hakkında, Muhtevaya DAir Birkaç Söz, Çeviri Metin ve Notlandırma, Kaynaklar ve Dizinden oluşmaktadır. Kitabın önsözünde Sibir Hanlığının Kozak Atamanı Yermak tarafından işgal edilmesinde çalışmaya konu olan Stroganov ailesinin bu harekette önemli bir rol oynadıklarını ve bu hareketlerinden dolayı Sibir Hanlığına dair yazılan kronikler içerisinde en dikkat çekici olanı olduğunu vurgulanmış olup bu kroniğin aynı zamanda kimin tarafından kaleme alındığı bilinmediğinden diğer adının da Neizvestnaya Letopis Türkçe tabiri ile Meçhul kronik olarak kayıtlarda yerini bulduğu anlatılmaktadır. Stroganov kroniği ortaya çıktığından sonra Rus tarihçileri kendi içerisinde ayrıma düşmüş ve adı geçen bu kronik kimileri tarafından kaynak olarak görülürken kimi tarihçiler tarafından kabul görmemiştir. Yazarlar serinin Stroganov kroniğini oluştururken kroniğin Spasski yazmasından, Tolstov yazmasından ve Afanasi yazmasından  yararlandıklarını belirtmişlerdir. 
       Kitabın Giriş kısmı (s.11-38) bölümüdür. Bu bölüm Stroganov Ailesi, Stroganov Kroniği Yazmaları, Stroganov Kroniği Hakkında ve Muhtevaya Dair Birkaç Söz adlı dört başlıktan oluşmakta olup Stroganov Ailesi adlı başlıkta Hanlığın Ruslara geçmesinde büyük bir rol oynayan Stroganov  ailesinin kökenine dair bilgiler genişçe verilmiş olup  adı geçen bu ailenin Ruslar için önemine değinilmiştir. Stroganov Kroniği Yazmaları adlı başlıkta kroniklerin üç ana kateoriye ayrılarak ve bunların da ''asıl olan, yaygın olan ve kısaltılmış olan'' olarak değerlendirildiği kaydedilmiştir.  Kaydedilen bilgilere göre ilk kategoride (asıl olan) kabul edilen kroniklerde dört adet yazma bulunur ve bu yazmaların ilki Grigori İvanoviç Spasski tarafından Graf S. G. Stroganov'a hediye edildiği belirtilen yazma olup diğeleri İmparatorluk Halk Kütüphansi Tolstov koleksiyonunda yer alan ve sadece Sibirin zaptını konu edinen yazma, İmparatorluk Halk Kütüphanesi Pogodin koleksiyonunda yer alan yazma ve İmparatorluk Halk Kütüphanesinde bulunan yazmadır. İlk kategorideki yazmalarda genel olarak Kazan Şehrinin Tarihi, Kazan'ın Ruslarca zaptı, Astarhan Hanlığı, Sibir Hanlığı Zaptı ve Romanovlara kadar Rus Tarihi gibi konular ele alınmıştır.  İkinci kategoride (yaygın olan) bulunan yazmada üç konu ele alınmış olup bu konuların Savva Yesipov Kroniği, Stroganov Kroniği ve Hin Hanlığına dair bilgiler olduğu kaydedilmiştir. Üçüncü kategori (kısaltılmış olan) yazmada üç yazma bulunmakta olup bunlar Afanasi, Rumyantsov ve Petr Frolov yazmasıdır. Bu yazmalarda ele alınan konular da Sibirin Zaptı, Kazan Şehrinin Tarihi ve Pskov tarihi anlatılmış olup bu yazmada olaylar özet halinde yazılmıştır. 
Stroganov Kroniği Hakkında adlı başlıkta Stroganov kroniğinin künyesi hakkında bir bilgi olmadığı gibi Sibir Tarihçisi Miller'in de bu kroniği gördüğünün kanıtının olmadığı belirtilmiştir. Bunun dışında yine bu başlık altında bu kroniği neşreden kişinin Spasski olduğu ve 1821 yılında o dönemlerde belli bir adı olmadığından Sibir kroniği adında yayınlamıştır. Kroniğin Stroganov adının alması 1907 yılında Rus tarihçi Karamzin'in Stroganov ismini kullanması sonucunda gerçekleşmiştir. Stroganov kroniğinin ana teması tamamıyla Sibir Zaptı üzerine olduğu belirtilir ama müellifinin eserin oluşumunda yararlanılan kaynakların ne olduğu hakkında bir bilgi vermemesinden ötürü kroniğe karşı bir ikilme meydana gelmiş olup kronikler içerisinde en tartışmalı olan kronik sayılmıştır. Zira kimi tarihçiler onu güvenli bulurken kimileri de onun güvensiz olduğunun da altını çizmektedir. 
Muhtevaya Dair Birkaç Söz adlı başlıkta Kroniği değerlendirirken iki kısımda incelenmesi gerektiğini ilk olarak Yermak Timofeyev'e Hanlığın işgali için gerekli teçhizatı sağlayan Stroganov ailesinin yardımı ile Hanlığa gönderilmesi ikinci kısım da Sibir Hanlığını ele geçirmek adına yola çıkan Yermak ve adamlarının mücadelesi ve sonucu olduğunu belitilirken kroniğin diğer kroniklerden farklı bir yapıda olarak Yermak'ın faaliyetinde aracı bir aileyi çalışmaya konu edinilen ''Stroganovları'' barındırmasıdır. Stroganovlar Rus Çarı İvan'ın tüccar bölgesi olan Perm'e müslüman Tatarların saldırıları sonucunda Çar tarafından adı geçen ticaret bölgesinin korunması adına görevlendirilmiştir. Bu başlık değerlendirilmeye alındığında Stroganov ailesinin Moskova için öneminin ne derecede olduğunu ortaya koymaya yöneliktir. 
    Kitabın Çeviri Metin ve Notlandırma kısmı (s.39-85) bölümüdür. Bu bölümde müellif Sibir Hanlığının Kozak Atamanı Yermak tarafından zapt edilmesine kadar olan hadiseleri 37 alt başlık altında ele almıştır. Yazarlar bu bölümde geniş bir referans kaynağını okuyucularına sunmuş olup yeni bilgilerle donatmışlardır. 
    Sibir Topraklarının Zaptı Hakkında başlığında Sibir Hanlığının zaptının Tanrının Rus Çarı İvan Vasilyeviçe bir hediye olduğunu vurguladığı ve zapt öncesi Sibir Hanı Küçüm Hanın Çarlık topraklarını tehdit etmesine karşılık Çarın Stroganov ailesinden topraklarını korumalarına karşılık kendilerine imtiyaz verdiği aktarılmıştır. Yazarlar bu başlık altında verilen dipnotlarda notlarda adı geçen Küçüm Hanın babası olduğu aktarılan Murtaza hakkında Rus araştırmaları hakkında belirli bir yazım birliği olmadığını, Küçüm Hanın şecere olarak Cengiz Hana dayandığın ve Ebul Gazi Bahadır Hanın ''Türk'ün Soy Ağacı Türk Şeceresi'' adlı eserinde Küçüm Hanın isminin Gücüm olarak belirtildiğini kaydetmiştir.
   Pskor Manastırının (Vsemilostivıy Spas Manastırı), Bulunduğu Mevkide Kankor Şehrinin Kurulması başlığında Rus Çarı İvan Vasilyeviç'in Kama bölgesi boyunca uzanan boş arazileri Stroganov ailesinden Grigori Anikiev'e verdiğini ve ondan bu arazilerde sağlam ve korunaklı şehirler kurmasını, kaleler inşa etmesini ve bölgeyi koruyacak kişileri getirmesine izin verdiğini kaydetmiştir. Yazarlar bu başlık altında verilen dipnotlarda Grigori Stroganova verilen yarlığın tam metninin kaynağının Sibir Tarihçisi Miller tarafından kaleme alınmış olan Opissanie Sibirskago Tsartsva eseri olduğunu belirtilmiştir. 
    Orlov Düzü'nde Kergedan Olarak Adlandırılan (Günümüzde Orlov Olarak Bilinen) Başka Bir Şehrin Kurulması başlığında Rus Çarı İvan Vasilyeviç'in Stroganov ailesine  başka bir bölgede Kankor şehrine yakın bir yer olan Orlov Düzünde bir şehir kurmasının emrini verdiği ve bu konuda da ona yarlık verdiği aktarılmış olup başlığa dair dipnotlarda ise başlıkta yer alan ölçü birimlerinin kaç metreye karşılık geldiğini ve Anikiev olarak bahsedilen ismin Spasski yazmasında değişerek Onikiev'e dönüştüğü aktarılmıştır. 
   Çusovaya Kasabalarının Kurulması  başlığında Rus Çarı Vasilyeviç'in Anikiev'in oğlu Yakova Çusoyava nehri yukarılarına doğru kasabalar kurması yönünde yarlık verildiği ve bu kasabaları koruması adına kaleler, seri atış yapabilen top ve tüfeklerle donatmasının emrini verdiği kaydedilmiştir. Yazarlar bu başlığa dair verdikleri dipnotta Çarın Yakova vermiş olduğu yarlığın ana metninin kaynağı olarak yeniden Sibir Tarihçisi Miller ve onun eserini kaynak göstermiştir.
  Rus Tüccarların ve Beraberindeki Adamların Çeremiş ve Başkurtlar Tarafından Öldürülmesi başlığında Kama nehri civarına toplanan Çeremişlerin Başkurt ve Buinleri kışkırtarak 87 Rus Tüccarının ölümüne neden olmaları anlatılmıştır. Bunun yanında yaşanan bu hadise sonrası Çarın tavrı anlatılarak Stroganovlardan ihanet içerisinde olarak gördüğü Başkurt, Buin ve Çeremişler üzerine gitmelerini istediğini ve yakalananların kendisine tabii ettirildiğini anlatarak onlardan amanat aldığını anlatmıştır. Yazarların başlığa dair vermiş olduğu dipnotlarda Buinlerin nerede yaşadığı, kimler olduğu geniş bir şekilde ifade edilmiş olup onların Başkurtlar ve Çeremişler gibi Sibir Hanlığına bağlı kabilelerden olduğu aktarılmıştır. 
   Sibir Hanı Küçüm Oğlu Sultan Muhammed Kul'un Çusovaya Nehri'ne Gelmesi ve Rusları Esir Alması başlığında Ulanlarını yanına alan Sibir Hanının oğlu Muhammed Kul'un Ruslar için önemli olan dini günlerinde topraklarına gelerek halkını kırdığını, kadınları ve kızlarını esir ettiğini anlatmış olup karşılık olarak Çarlığın komutanları olarak da bilinen Stroganov ailesi üyeleri Çarın emri gelmeden Muhammed Kul ve adamlarının üzerine gitmedikleri kaydedilmiştir. Yine aynı başlık altında Sibirden tek saldırının Sultan oğlu tarafından değil bizzat sultan Küçüm tarafından da olduğunu hatta Çar'ın da bu saldırılara karşılık yeni kaleler yapılmasını istediği, top, tüfekler ile şehirlerin donatılması gerektiğini belirtmiş olduğu bildirilmiştir. Yazarlar bu başlığın altında verilen dipnotlarında Ruslar için Dini sayılan Aziz Peygamber İlya hakkında bilgiler vererek İlya'nın sadece Hristiyanlık dininde değil İslamiyet ve Yahudilik dininde de olduğunu aktarırken diğer dipnotlarında kroniklerde görülen hataların da düzeltmesini yapmışlardır. 
   İnançsızlara Karşı Yardım İçin Yermak Timofeyev'in Volga Ataman Ve Yoldaşlarıyla Birlikte Büyük Volga Nehri'nden Çusovaya Kasabalarına Çağırılması  başlığında Stroganov ailesi üyelerinin Volga boyunda Yermak ve adamlarının yağma faaliyetlerinden haberdar olduğu ve bu hareketlerinden etkilenerek onları Çusovaya kasabasının korunmasına ve yeni kaleler edinemlerinde yardımcı olacaklarını düşündüklerinden onlara davet mektubu gönderdiği ve Yermakında 540 kişilik bir kuvveti Stroganovlara yardım için topladığı kaydedilmiştir. Yazarlar bu başlığa yönelik veridkleri dipnotlarda  çalışmanın ana konusu olan Yermak Timofeyev'in adının kroniklerde farklılık gösterdiğini aslında o adın Hristiyanlık dininden ''Yermil'' isminden bozulma olduğunu ifade ettikleri gibi bir diğer dipnotta da Yermakın topladığı kuvvetin sayıları hakkında yazmaların genelinde bir farklılık olduğunu bildirmişleridir.
 Volga Ataman ve Kozaklarıyla Yermak Timofeyev ve Yoldaşlarının Çusovaya Kasabalarına Gelmesi  başlığında Kozak Ataman Yermak ve adamlarının 28 Haziran 1579 tarihinde Bezsrebrenik Kir İoann gününde kasabaya geldiği ve Stroganovlarca hediyelerle karşılandığı aktarılırken inançsız olarak belirtilen Agaryanlara yönelik faaliyetleri kaydedilirken yazarlar da bu başlığın altında verdikleri referansta Agaryan olarak ifade edilenlerin Hristiyan olmayan Sibir Kavimlerine denildiğini ve bazı yerlerde de onları ifade etmek adına Pagan veya Agrian denildiğini ifade etmişlerdir. 
 Vogulların Çusovaya Kasabalarına ve Sılva Kalelerine Taarruzu başlığında 1581 Temmuzunda inançsız olarak bahsedilen Vogul mirzası Begbeli Agtakov ve adamlarının gizlice Çusovaya kasabası ve Sılva kalesine gelip saldırılarda bulunduğunu ama Rusti savaşçı Yermak'ın onların bu saldırısına cesurca karşılık verip kasabayı kurtardığını anlatırken bu başlığa dair yazarların gösterdiği dipnotta Yermak ve adamları için Rusti savaşçılar denilmesinin nedeninin Stroganovların onların ordusuna takviye bir kuvvet eklediğinden bu şekilde anıldıklarını ifade etmişlerdir. 
 Volga Ataman ve Kozakları, Yermak  Timofeyev ve  Yoldaşları ile Stroganov Askerlerinin Sibir Hanına Karşı Sibir'e Gönderilmesi başlığında 1 Eylül 1582 yılında Stroganov ailesinin Sibir Hanlığının zaptı konusunda Hanlık topraklarına Aziz Babamız olarak bahsettikleri Semion Stolpnik gününde gönderdikleri Kozak Atamanlarına destek çıktıkları ve onlara bu konuda ateşli silahlar, kıyafetler, Sibir Hanlığı yollarına ve orada konuşulan Tatar Diline  hakim kılavuzlardan bahsedilmektedir. Çusovaya nehri boyunca ilerleyen Kozak Atamanlarının iki günlük yolculuklarının ardından Sibir yollarına geldiklerini ve bu yolu takip ederek Tura Nehrine ulaştıklarını anlatmıştır. Müellif Sibir ülkesi topraklarının Tura Nehri ile beraber başladığının altını çizmeyi unutmamış olup yazarların bu başlığa dair verdikleri dipnotlarda Semion Stolpnik'in hayatına dair bilgilerin Cyrrhus antik kentinde yaşayan piskopsun anlatıları vasıtasıyla olduğunu aktarırken bu adın Hristiyan Ortodoks kültürünün önemli azizlerinden biri olduğunu da değinmişlerdir. 
  Pelim Knezine Tabi Sibirlilerin Perm Şehirleri, Kankor Kerkedan ve Çusovaya Kasabaları ile Sılva ve Yayva Kalelerinin Önüne Gelmesi başlığında Stroganov ailesinin Kozak Ataman ve kendi adamlarından oluşan Ruski orduları Sibir Hanının topraklarını ele geçirmek üzere yollamasının ardından Pelm Knezi ve onun topladığı orduların saldırısına uğraması ve bu saldırı sonucunda cesur bir şekilde onlara karşı zafer kazanmaları aktarılmıştır. Müellifin tabiri ile inançsız Pelim Knezi etrafına civar kabileleri topladığı Aziz Baba Semion Stolpnik gününde Çerdin, Kay, Usolye şehirlerini yakıp yıkıp halkı esr ettikten sonra Çusovaya önlerinde Stroganov ailesi ile çarpıştığını aktarırken aynı zamanda Çar İvan Vasilyeviç'in Stroganov ailesine Yermak ve adamları konusunda uyarı mahiyetinde bir yarlık gönderdiğini bilmdirmiştir. Çar İvan tarafından Stroganov ailesine gönderilmiş olan Yarlığın tam metni kitabın gerekli başlığın altında yer almakta olup yazarlar bu konuda verdiği referansta tarihlerinde bir farklılık gösterildiğini Stroganov kroniğinde 16 Kasım 1582 tarihi gösterilirken Sibir tarihi araştırmacısı Miller ise bu tarihi 6 Kasım 1581 olarak göstermiştir. Başlığın bir başka dipnotunda ise Pelim Knezi olarak bilinen kişinin Vogul lideri Begbeli Agtakov olabileceğini ifade edilmiş olup onun saldırıda bulunduğu Usolye şehrinin günümüzde Rusyanın Kaluga Oblastının Solikamsk şehri olduğunu belirtmişlerdir.
 Yermak ve Yoldaşlarının, Volga Ataman ve Kozaklarıyla Sibir Topraklarındaki Tavda Nehri'ne Gelmesi başlığında Kozak Ataman Yermak va adamlarının 9 Eylül 1582 yılında Bogootes İoakim ve Anna gününde Sibir topraklarına ulaştıklarını birçok Tatar şehrini ele geçirdiklerini ve ele geçirdikleri bir kişiden Sibir Hanı ve ailesi hakkında öğrenmeleri gereken bütün bilgileri detaylıca öğrenip bilgi veren kişiyi Sibir Hanına yollayıp kendi güçlerini öğrenmesini sağladıkları ve Küçüm Han'ın Ruski savaşçılara dair aldıkları bilgi sonrasında bütün ülkesine haber salarak müellifin putperest olarak nitelediği halkları topladığı aktarılmış olup bu başlığa dair yazarların vermiş olduğu referanslarda Aziz İoakim ve Aziz Anna'nın hayatları hakkında detaylı bir bilgi verilmiştir. 
  Sibir Topraklarında Hanlar, Sultanlar ve Onların Kökenleri başlığında müellif Sibir Hanlığının zaptı konusunu ele alırken inançsız ve putperest olarak nitelediği Sibir Hanı Küçüm Han'ın kökenine dair bilgilerin verildiği görülmektedir. Bu bilgilere göre yazarlar bu başlık hakkında verilen dipnotlarda oldukça geniş bir referans yelpazesi vermişlerdir.
  Küçüm Han'ın, Oğlu Muhammed Kul'u Ruslara Karşı Göndermesi başlığında müellif kötü niyetli olduğunu bildirdiği Küçüm Han'ın oğlunu ve yanına verdiği Sibir ordusunun kendi üzerilerine geldiğini duyduğu Rus ordusunun üzerine gitmesi yönünde gönderdiği ve Muhammed Kul'un da Çuvaş önelerine gelerek İrtiş nehri civarında bulunan bölgeyi ağaçlıklarla sağlamlaştırıp kendisinin Babasan bölgesine ulaştığı ve iki taraf arasında büüyk bir savaşın gerçekleştiğini ve Kozakların putperestlere üstün geldiğini aktarmış olup bu başlığa dair referans veren yazarlar Çuvaş önlerinde gerçekleşen savaşın en çetin muharebelerden biri olduğunu, Muhammed Kul'un gitmiş olduğu Babasan bölgesinin farklı yazmalarda değişik adlar ile kaydedildiğini aktarırken savaş esnasında Sibirlilerden iki adet dökme topa sahip olduklarının bilindiğini fakat bu silahların onlara ne zaman verildiğinin tam kaydı bulunmamakla birlikte Sibir Tarihçisi Miller'in görüşünün bu topların Ruslara ait olduğunu ve ganimet olarak Küçüm Hanın ordusu tarafından ele geçirildiği yönde olduğu kaydedilmiştir. 
  Rus Ordusunun, Hanın Müşaviri Karaçi Ulusuna Gelmesi başlığında Rus ordusunun Küçüm Han'ın müşavirinin bulunduğu bölgeye gelip onunla girdikleri savaşta galip çıkarak topraklarını ele geçirdikleri anlatılmıştır. Savaşın sonucunda elde edilen ganimetlerin kayıklarla taşındığı savaşın neticesinde ordusunun yenilmesi üzerine Küçüm Han'ın yüksek mevkilere gittiği aktarılırken yazarların bu başlığa dair verdikleri referanslarda Karaçi isminin üç yazmada da yer aldığı ve onun bir isimden çok unvan olduğu aktarılırken hana yakın olan görevlilere bu unvanın verildiği de eklenmiş olup savaş sonucunda Rusların elde ettikleri malların götürülemeyecek kadar fazla olduğu da aktarılmıştır. 
  Atik Mirza Kasabasının Alınması  başlığında müellif  Atik Mirza kasabasının alınmadan önce Kozakların sayıca fazla olan putperestlerden çekindiğini fakat kendi aralarında konuştuklarında Tanrının yanlarında olduğunu tekvücut bir şekilde yılmadan savaşmaları gerektiğini düşünerek ettikleri yemin doğrultusunda putperest olarak nitlediklerinin üzerilerine gidip savaşmaktan çekinmediklerini, Han'ın oğlunun yaralandığını, ordusunun zor durumda olduğunu gören  ve müellifin melun olarak nitelendirdiği Han Küçüm'ün hazinesinin çoğunu bile alamadan kaçıp Sibir şehrini boş bıraktığını aktarırken yazarlar da bu başlığa dair vermiş oldukları referansalarda Atik Mirza olarak kaydedilen kasabanın her bir yazmada farklı isimlerde kaydedildiğini ve diğer yazma Remezov da Sibir Hanlığının tamamen yok edildiği Han'ın 26 Ekim de ülkesini tek edip eski yurdu Kazak steplerine çekildiğini belitirken Miller'in verdiği kaynağa göre de aynı ayın 25'ine kadar bölgede kaldığını ve Vogul ve Ostyak kabileleri tarafından yalnızlaştırıldığı ifadesini aktarmışlardır. 
  Kozakların Yabolak Önünde Balık Avında Öldürülmesi başlığında müellif Kozak askerlerinin kamp kurdukları bölgede Muhammed Kul ve adamları tarafından ortadan kaldırıldıklarını ve Yermak'ın bu hadise sonucunda putperestlerin üzerine yürüdüğünü aktarırken yazarların verdiği dipnotlarda yaşanan bu balık avlanma esnasında Kozakların ortadan kaldırmasının kaynağı olarak tarihçi Miller gösterilmiştir.
  Küçüm'ün Oğlu Muhammed Kul'un Ele Geçirilmesi  başlığında müellif Kozakların yanına gelen Seibohta adında bir Tatar tarafından verilen bilgi sayesinde Küçüm Han'ın oğlu Muhmamed Kul'un ele geçirildiğini ve oğlunun ele geçirildiğini duyan Han'ın oğlu için bir endişeye kapıldığını aktarırken bu başlığa dair yazarların vermiş oldukları referanslarda Seibohta adının diğer yazmalarda farklılık göstererek '' Senbahta'' ''Sinbalta'' veya ''Sınbahta'' olarak kaydedildiğini aktarırken Sultan oğlunu yakalatması olayında Sibir Tarihçisi Hadi Atlasi Seibohta'nın Tatar bir mirza olduğunu ve bu hareketini '' Tatar babasını satar'' sözleri ile vurgu yaptığını belirtmişlerdir.
  Bekbulat Oğlu  Sultan Seydak'ın Küçüm Han'ın Üzerine Yürümesi başlığında müellif Küçüm Hanı Sibir Hanlığını ele geçirmeden önce Hanlığın başında bulunan Yadigar ve Bekbulatı ortadan kaldırmış ve Bekbulat'ın hayatta olan oğlu Sultan Seydak'ı Buhara Hanlığına gönderdiğini aktarmıştı. Sibir'in Kozaklar tarafından ele geçirildiği Küçüm Han'ın ise ülkeyi terke mecbur olduğunu duyan Seydak'ın Sibir üzerine yürüdüğünü ve Küçüm Han'ında Seydak'ın geldiği haberi üzerine Osma nehri civarında bulunan göle yerleştiğini aktarırken yazarlar da bu başlığa dair verilen dipnotlarda  Osma nehri civarında bulunan gölün Yesipov da Yulmısk, Pogodin de Yalımsk ve Remezov da ise Çulım adı ile bilindiğini aktarmıştır.
 Yermak'ın Kahramanlığı ve Nazım70 Şehrinin Alınması ve Volga Atamanı Nikita Pan'ın Yoldaşlarıyla Birlikte Öldürülmesi başlığında müellif Yermak ve adamlarının Ostyakların şehri olan Nazımı ele geçirdiklerini ve bu mücadeleler esnasında Ataman Nikita Pan ve adamlarının öldürüldüğünü aktarırken Yermak'ın da Sibir bölgesinde yaşadıkları hadiseleri, ele geçirdikleri Hanlık topraklarını, küçüm Han'ın kaçmak zorunda bırakıldığı haberini kendilrini bu yola gönderen Stroganov ailesine yolladıkları raporda yazdıklarını ve Stroganov ailesinin de büyük bir sevinçle karşıladıkları bu malumatı hemen Rus Çarı İvan'a sundukları, Çarında hizmetlerinden dolayı Stroganov ailesine bolşaya Sol - Maloya Sol şehirlerini verdiğine dair yarlık gönderdiği aktarılmıştır. 
  Kozakların Moskova'ya, Çar'a Gönderilmesi, Raporlarla Çarın Huzuruna Çıkmaları ve Yaptıkları Hizmetleri Çar' a Bildirmeleri  başlığında müellif Kozak Atamanlarının Çarın huzuruna çıkmadan önce Sibir Hanlığının ele geçirildiğini, Han'ın kaçtığını ve oğlu Muhammed Kul'un esir olarak ele geçirildiğini anlatan bir yazı göndermiş ve Çar'ın huzuruna çıktıklarını aktarırken Çar İvan'ın huzuruna gelen Kozaklara kıymetli hediyeler gönderdiğini ve Muhammed Kul'un Moskova'ya gönderilmesi yönünde emir verdiğini bildirmiş olup yazarlar bu hediyelere yönelik vermiş oldukları referans olarak Remezov Kroniğinde adı geçen bu hediyelerin detaylı bir şekilde yazıldığının altını çizmektedir.
  Çar'ın Voyvodaları Knez Semen Bolhovski ve İvan Gluhov'un Moskova'dan Sibir'e Gönderilmesi başlığında müellif Yermak Timofeyev'in Sibir Hanlığını ele geçirmesinin ikinci yılında iken Çar İvan'ın hizmetleri karşılığında kendilerine yolladığı hediyelerin Semen Bolhovski ve İvan Gluhov tarafından getirildiğini kaydederken yazarların verdikleri dipnotta  Yermak ve adamları resmi olarak Çar'ın hizmetine girmiş bulunduğu ifade edilmektedir. 
 Sibir'de Kıtlık Baş Göstermesi başlığında müellif Çarlık tarafından gelen askerlerin sayısının da artması ile bölgede yiyecek sıkıntısının aş gösterdiğini çok kişinin telef olduğunu ancak kış geldiğinde yabani hayvanların avlanması sonucunda kıtlığın azaltıldığını ifade ederken yazarlar bu başlığa dair gösterdikleri referanslarda Remezov kroniği ve Miller'in anlatımı kaynak olarak gösterilmiştir.
  Küçüm Han'ın Oğlu Sultan Muhammed Kul'un Moskova'ya Gönderilmesi  başlığında müellif Çar İvan'ın emriyle Küçüm Han oğlu Muhammed Kul Moskova topraklarına gönderilmek üzere İvan Gluhov tarafından gönderildiği aktarılırken yazarlar verdikleri referanslarda kronikler arasında Muhammed Kul'un Moskova'ya gönderildiği tarihte netlik olmadığı belirtilmiştir. 
   Atamanlar İvan Koltsov ve Yakov Mihaylov'un Yoldaşlarıyla Birlikte öldürülmesi başlığında müellif Küçüm Han'ın eski müşaviri Karaçi tarafından gönderilen elçilerin yemin etmelerine inanarak 40 kişilik bir kuvvetle yardıma giden İvan Koltsov'un ortadan kaldırılması hadisesini kaydederken yazarlar verdikleri referansta Miller'in değerlendirmesini kaynak olarak kaydetmişlerdir. 
  Karaçi'nin Şehrin Önlerine Gelmesi, Mağlup Edilmesi ve Oğullarının Öldürülmesi başlığında müellif Karaçi'nin şehrin önüne gelip şehri uzun bir süre muhasara altında tuttuğunu amacının onları şehirden kendi bölgesine çekmek olduğunu ama Ataman Matfey Meşeryak ve adamlarının gizlice kurdukları intikam planı doğrultusunda Sauskan mevkinde karargahı bulunan Karaçi'ye saldırı düzenleyip onun oğullarını ortadan kaldırdığını ve Karaçi'nin bu ani saldırı sonucunda kaçtığını kaydederken yazarların bu başlığa dair verdikleri referanslarda Sauskan hakkında birden fazla anlatım bulunduğunu Remezov kroniğine göre bu kelimenin bir Sibir sultanına ait olduğu belirtilirken Radloff bu ismin Zauskan olduğunu belirterek onun bir Tatar köyü olduğunu belirtmiştir.
   Cesur Ataman Yermak'ın Rus Savaşçılarla Birlikte Öldürülmesi başlığında müellif Yermak ve adamlarına Buhara Hanlığından bir tüccar heyetinin yanlarına gelmek üzere yola çıktığını fakat Küçüm Han ve ordularının bu geçişe izin vermedğine yönelik bir haber gelmesi üzerine onları karşılamak adına gittiğini ve kimseyi bulamadan döndüğünde yorgunlukları üzerine nehir kanalı yanında kamp kurduklarını ifade ederkenb aynı zamanda Küçüm Hanın da onlara baskın yapmak için tetikte beklediğini bildirmiş ve  aynı gece putperest olarak nitelediği orduların ani baskınına uğradıklarını ve hayatta kalanlardan bazılarının anlatımı ile Yermak'ın baskın esnasında bulunduğu bölgeden kaçarak nehirde bulunan kayığa ulaşmak adına suya girdiğini fakat Çar'ın kendisine hediye ettiği zırhların ağırlığı sebebi ile suda boğularak öldüğünü aktarırken bu başlığa dair yazarların gösterdikleri kaynakların anlatımı ile Buharalı tüccarların sayısı hakkında kroniklerde bir birlik olmadığını, Yermak ve adamlarının konakladığı nehir kanalının insan eliyle mi yapıldığı yoksa doğal bir oluşum mu olduğu tartışılıp tarihçi Nebolsin'in bu kanala ''Kadim Rus Kanalı'' adını verdiği aktarılmıştır. 
   Kozaklar'ın Rusya'ya Hareket Etmesi başlığında Yermak ve adamlarının ortadan kaldırılmasının ardından bölgede kalamayacağını anlayan Kozaklar'ın Ataman Matfey Meşeryak önderliğinde bir ordu ile Moskova'ya gittiği aktarılırken bu ordunun sayısı hakkında yazarlar referans olarak 150 kişi olduğunu belirten Remezov Kroniğini göstermektedir. 
  Küçüm'ün Oğlu Sultan Ali'nin Şehre Gelmesi başlığında Yermak'ın hayatta kalan adamlarının Moskova yollarına dönmesi üzerine Küçüm Han'ın diğer oğlu Ali ve onun ardından babası Küçüm Han'ın Sibir şehrine geri geldikleri kaydedilmiştir. 
  Seydak'ın Gelmesi başlığında müellif Yermak ve adamlarının ortadan kaldırılmasının ardından adamlarının da Moskova'ya dönmesinin Tatarlar da sevinçle karşılandığını ve bu durumun Bekbulat oğlu Seydak tarafından haberdar olunması ile onun da şehre gelerek Sibir Hanı Küçüm ile aralarında gerçekleşen savaşta onu mağlup edip şehri ele geçirdiğini kaydetmiştir. 
   Voyvoda İvan Mansurov ve Volga Kozaklarının Moskova'dan İkinci Defa Gelmesi, Ataman Matfey Meşeryak'ın Yoldaşları ve Daha Önce Sibir'de Savaşan Diğer Birliklerin Geri Dönmesi başlığında Kozak Atamanı Yermak'ın ortadan kaldırılmasının ikinci yılından sonra Rus Çarı Moskova'dan bir orduyu Sibir üzerine yolladığı kaydedilmiş olup Çar'ın gönderdiği ordu ile Moskova'ya doğru yola çıkmakta olan ordunun karşılşatığı ve bu iki Rus ordusu birleşip Agaryanlar üzerine gittikleri ve günümüzde Tobol şehri adını alacak olan bölgede kendilerine şehir kurdukları kaydedilmiştir. Yazarlar bu başlık altında verdikleri referansta Remezov Kroniğinin anlatımı ile 100 kişilik bir Rus ordusunu gönderdiği kaydedilmiştir. 
   Ostyakların Şehrin Önlerine Gelmesi başlığında müellif Osyak kabilesinden büyük bir orduyu şehrin önlerine gelerek saldırılara başladıkları kaydedilmiştir. Bunun dışında müellif putperestlerin ertesi gün yanlarında kurbanlar adadıkları putlarını yanlarında getirip dualar ettiklerini ve hediyeler sunulma esnasında Kozak birliklerinin attıkları ateş topları tarafından yıkılan putlarını görenlerin ''Tanrımızı paramparça ettiler'' sözleri ile Rus askerlerinden korktuğunu ifade etmiştir. 
    Voyvoda Danil Çulkov'un Üçüncü Defa Moskova'dan Gelmesi başlığında Çar İvan'ın daha fazla bir ordu ile Sibir üzerine gönderdiği ve bölgede bulunan Tatarlar Rus birliklerinin bölgeye devamlı gelişlerinden endişe duyarak başkentleri Sibir'i terk ettiler. Boşalan şehre gelen Rus birlikleri Tatarların terk ettiği şehri sağlamlaştırarak Tobolsk adını verdikleri şehri kurdukları aktarılmış olup yazarlar bu başlığa veridkleri referanslarda kurulan bu yeni şehire ilk olarak iki adet kilise kurulduğunu aktarmışlardır. 
   Bekbulat Oğlu Sultan Seydak'ın Sibir Kuvvetleriyle Tobolesk Şehri Önlerine Gelmesi başlığında müellif Sibir kuvvetleri ile birleşen Sultan Seydak'ın Tobol şehrine gelişi ve burada Rusların yerleşmesini engellemek adına planını gizli tuttuğunu ve Ruslara ticaret yapmaya geldiğini söyleyip onlara gizlice saldırdığını ve Kozakların gerçekleşen bu mücadelede üstün geldiğini kaydetmiştir. 
   Sibir Topraklarında Şehirler ve Kalelerin Kurulması başlığında müellif Ruslara geçen Sibir ülkesi için Rus Çarları İvan Vasilyeviç ve oğlu Fedor İvanoviç şehirler ve kasabaların kurulmasının emrini verdiğini ve şehrin Rusların eline geçmesinin ardından Hıristiyanlık dininin Ortodoksluk inancı Sibir topraklarında yankı bulduğu, kiliseler inşa edildiği, inançsız olanların pek çoğunun vaftiz olarak Ortodoks inancına girdiği kaydedilmiştir. 
   Vergi (Yasak) Toplama başlığında Stroganov ailesinin Sibir Hanlığı'nın Ruslara geçmesine yönelik hareketlerdeki katkıları, bölgeyi putperestlerden arındırılmasına ve bölgede yaşayanların Çar'a bağlılığına ve ona vergi göndereceklerine dair yeminler ettirdikleri ve bu doğrultuda Stroganov ailesinin vergileri toplama hususunda bölgeye adamlar göndermeye başladıklarını anlattığı gibi kaleme aldığı bu kitabın yazılma sebebinin yaşananların unutulmaması adına olduğunu kaydetmiştir. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İZLE BUTONUNA TIKLA ABONE OL ! Yazılarınızı E-posta Adresimize Gönderebilirsiniz.