Translate

7 Aralık 2020 Pazartesi

Kitap Tanıtımı Nagihan BİLGİN

 

                       Kitap Tanıtımı/ Book Review

M. Emre Kılıçaslan, Osmanlı Kıyılarındaki Batı: Avusturya Lloyd Buharlı Kumpanyası, Libra Yayınları, İstanbul 2019, 334 s. , ISBN 978-605-7884-36-7


Nagihan BİLGİN







Denizler tarih boyunca hâkimiyet sahası haline gelmiştir. Tarihin ilk dönemlerinden itibaren halklar ve devletlerarasında vazgeçilmez bir köprü olmuştur. Kara taşımacılığı esas alındığında birçok avantajı olduğu için ticarette yaygın olarak kullanılan bir saha durumundadır. Bu sahada etkin bir güç olmanın yegâne unsuru istikrarlı bir deniz ağına sahip olmaktı. Değişen ekonomik şartlar deniz ulaşımındaki gelişmeleri yakından etkilemiş modernleşen ağ hızlıca Osmanlı Devletine'de sirayet etmiştir. Deniz üstünlüğü ve hâkimiyeti kavramı oluşmaya başlamıştır. Bu hâkimiyet ağını iyi muhafaza eden devletler etkin güç olarak rol oynamaya başlamıştır. Bu hususta Avusturya Lloyd Buharlı Nakliyat kumpanyasının temel amacı Doğu limanlarıyla Avusturya limanları arasında iletişimi sağlamaktır. Bu araştırma Avusturya Lloyd’un Kuruluşunu ve bu eksende Osmanlı kıyılarındaki faaliyetlerine Osmanlı-Avusturya ilişkisi üzerinden aktarımı yapılmıştır.

Eser, yazarın 2013 yılında On dokuz Mayıs Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'ne sunduğu “Avusturya Lloyd Vapur Kampanyası’nın Osmanlı İskelelerindeki Faaliyetleri“ adlı doktora tezine dayanmaktadır. “Avusturya Lloyd Kumpanyası’nın Tarihçesi”, “Avusturya Lloyd’un Osmanlı Devleti’ndeki Örgütlenmesi”, “Avusturya Lloyd Kumpanyası’nın Osmanlı Sularına Girişi” adlı okuyucuda merak uyandıran üç bölümden oluşuyor.

Metin içerisinde ara başlıkların detaylı ve özenle seçildiği görülmektedir. Çalışmanın en önemli detayı birinci elden kaynaklardan istifade edilerek kaleme alınmış olmasıdır.Buda çalışmayı akademik açıdan farklı bir noktaya taşımaktadır. Ekler haricinde eserin sonunda sonuç, kaynakça ve indeks yer alır.

Yazar çalışmasına Buhar gücünü ve bu gücünün nakliyat araçlarında başarıyla kullanılmasına dek geçen süreyi izah eden bir giriş bölümüyle başlamıştır. Bu giriş kısmı “Buhar gücü ve İlk buharlı Gemiler”, “Buharlıların Getirdiği Toplumsal ve Ekonomik Değişmeler” adlı 2 başlıktan oluşuyor. Konuya hâkim olma hususunda bu kısım önemli bir detay oluşturuyor. Konuya genel hatlarıyla baktığımızda 1764 yılında bozulan makinelerden biri onarılması için mühendis James Watt’ta verildi makineyi tamir eden mühendis onu geliştirmek istedi. Arkadaşı İskoç Kimyacı Joseph Blac’tan gizli ısıyı öğrenmiş olan Watt’dan sonra gelen araştırmacılarla serüvenine devam etmiştir.1787 yılına kadar buharlı motorlar sadece su pompalarını ve tekstil makinelerini çalıştırmak için kullanılmıştı.

     İlk bölüm Lloyd markasının oluşumu ve Avusturya Lloy’dun kuruluşu hakkında bilgi vermektedir. Bu bilgiler dönemsel karşılaştırmalar yapılarak aktarılmıştır. Buharlıların zaman açısından iki liman arası seferlerinin süresi hesaplanabilir hale gelmiştir. Böylelikle deniz seferleri buharlılar sayesinde başlamıştır. Bu seferler sürecinde Lloyd’un karşılaştığı mali sıkıntılar üzerinde durulmuştur. Avusturya tarihindeki ilk vapur imtiyazının yanı sıra Tuna Buharlı Kumpanyası’nın Karadeniz seferleri de alt başlık şeklinde aktarılmıştır. Bilgiler, dönemin koşullarını daha iyi anlamlandırabilmek ve okuyucuları tarihi bir yolculuğa çıkmasını sağlayacak fotoğraflar ve grafiklerle desteklenmiştir.1.Bölüm’ün sonlarına doğru yazar yaşanan bu süreçte Osmanlı’nın kendi donanmasını güçlendirmek için vakit bulduğuna dair kanısını vurgular.

İkinci bölüm Avusturya Lloyd’un Osmanlı Devleti’ndeki Örgütlenmesi üzerine ayrılmıştır. Bu bağlamda Posta hatları başlığı altında vapurların XIX. Yüzyıl boyunca ve XX. yüzyılın başlarında takip ettikleri hatlar tablo halinde verilmiştir. Bölümde en çarpıcı olan, okuyucunun anlamasına ve araştırmasına yardımcı olacak açıklayıcı dipnot örnekleridir. Önemli bilgilerin tekrarlanması,  geçmişe dönük okuma olmadan olaylar arasında bağlantı kurmayı kolaylaştırmıştır. Yazar anlam bağlamı açısından dönemin siyasi yapısına değiniyor ve Lloyd’a Avusturya-Osmanlı ilişkileri çerçevesinde Osmanlı perspektifinden bakmamızı sağlıyor. Osmanlı ve Avusturya imparatorlukları genelde birbirini destekleyen zoraki müttefiklerdi. Bu durumda Osmanlı limanları Lloyd’un acentelikler açabilmesi için diplomatik ilişkiler açısından müsaitti. İhtiyaç duyduğu iskelelerin Osmanlıdaki organizasyonunu tamamladıktan sonra bunların bakımını da üstleniyordu. 1850 li yıllarda Lloyd’un Osmanlı sularında gerçekleştirdiği nakliyat Osmanlının kendi imkânıyla gerçekleştirmeyeceği ölçekteydi. Bu bölümde yazarın açıkça ifade ettiği gibi Osmanlı’nın taşımacılık hususunda batılı devletlere nazaran yetersiz kalması sebebiyle yabancıların seferlerine ses çıkarılmamış fakat açık bir imtiyazda gösterilmemiş yabancı gemilerin kârlı faaliyetleri tamamen durdurulamamıştı.


Üçüncü bölüm “Avusturya Lloyd Kumpanyası’nın Osmanlı Sularına Girişi” adlı bir başlığa sahip. İlgi çekici 5 başlık halinde incelenmiş bu kısım genel olarak yazarın vermek istediği mesajları vurguladığı bir bölüm olarak karşımıza çıkmaktadır. Osmanlı gemi taşımacıları imparatorluk limanları arasındaki kıyı ticaretini Avrupalı rakiplerine kaptırmıştı. Osmanlı’nın elindeki deniz gücünü büyük oradan da askeri amaçlar doğrultusunda kullanması kıyı ticaretinde oluşan boşluğun çeşitli yabancı devletlerin tüccar filoları tarafından doldurulması sonucunu veriyordu. Bunun yanında devletin hem mali hem de politik amaçlarla oldukça erken tarihlerden beri çeşitli devletlere sağladığı imtiyazlarda yerli kuruluşların yeterli bir düzeyde filolarını geliştirmesini önlemişti. Bu ortamda çeşitli rekabetlere sahne olacak bir sürecin başlangıcını oluşturmuştu.

Lloyd’un Osmanlı sularındaki faaliyet yapısı, Karadeniz ve Akdeniz’de yer edinme süreci aynı zamanda uzak pazarlardan gelen ve pazarlara giden ürünlerle birleşen ticarette ve denizcilikte yaşanan artış ve artan talebi karşılamak için iç bölgeler ve kıyı kentleri arasındaki alışverişlerin geliştirilmesi ekseninde kıyı ekonomilerinin hareket kazandığı üzerinde durulmuştur. Son iki bölüm metnin özgün kısmıdır. Yazar sınıflandırma ve dilin bütünlüğünü metin boyunca muhafaza etmiştir.

Yazar sonuç bölümünde, 3. Bölümde izahına çalıştığı Lloyd’un yer edinme sürecini farklı bir perspektiften aktarımı yapılmıştır. Şirket’in Osmanlı zihnindeki yeri üzerine mütalaa edilmiştir. Risale örneği üzerinden anlatım yapılması genel olarak metinde hoş bir detay oluşturmuştur. Aynı mefhumda dipnotta okuyucuyu yoklaması yazar ile konuyu istişare ediyormuş havası yaratıyor. Yazarın sonuç bölümünde Osmanlı’nın üzerine yoğunlaşması, Batılı devletler karşısında izlediği siyasi politikaları daha rahat kavramamıza vesile oluyor. Yazarın altını çizdiği önemli detaylar arasında dönemin şartlarına göre devletlerin siyasi politikalarının seyrini değiştirdiğidir. Bu bağlamda teknolojik gelişmeler toplumların ihtiyaçları doğrultusunda geliştirilmiş ve günümüz kullanım alanlarına yayılmıştır. Bu toplumsal ihtiyaçlar zaman zaman rekabetler yaratsa da her devlet bu rekabet yelpazesinde kendisine ait bir yer bulmayı becermiştir.

Kitabın en güçlü bölümlerinin 3.Bölüm ve Sonuç kısmının oluşturduğunu düşünüyorum. Verilmek istenen mesajlar salt bir şekilde okuyucuya sunuluyor. Resimlerle ve tablolarla bilginin desteklenmesi bilginin özümsenmesi konusunda yardımcı olmaktadır. Kitabı genel olarak değerlendirdiğimde akıcı ve merak uyandıran bir havası olduğu, dönemin siyasi koşullarını rahatlıkla zihinde uyandıran bilgilerle dolu olduğu kanaatindeyim. Sade bir dille yazılması okuyucu yelpazesini genişletiyor. Alan terminolojisi hakkında bilgi sahibi olmadan da zevkle okunabilecek bir eser.







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İZLE BUTONUNA TIKLA ABONE OL ! Yazılarınızı E-posta Adresimize Gönderebilirsiniz.