Translate

27 Aralık 2020 Pazar

                                                              Kitap Tanıtımı/Book Rewiev

Fatih Ünal vd., Sibir Hanlığı Kronikleri I Yesipov Kroniği, (İstanbul: Ötüken Neşriyat, 2020), 89 s., ISBN: 978-605-155-896-7

                                                           Emine Naz GÖZÜKAN

                                  


     

       

Kitap bir Önsöz, Kısaltmalar, Giriş, Savva Yesipov ve Kroniği Hakkında, Yesipov Kroniğinin Kaynakları, Kroniğin Dini-İdeolojik Kurgusu, Çeviri Metin ve Notlandırma, Kaynaklar ve Dizinden oluşmaktadır. Kitabın önsözünde yazarlar Türklerin kadim yurtlarından biri olan Güneybatı Sibirya topraklarının Rusların hakimiyeti altına girdiği XVI. asrın sonlarına kadar Türk-Moğol ve Fin-Our kavimlere ev sahipliği yaptığını ve Sibir Hanlığı adı ile bilinen devletin temellerini Cengiz Han'ın attığını anlatmaktadır. Başkentlerinin İsker olarak da bilindiğini, yaklaşık üç asır hüküm sürdüklerini belirtmelerine rağmen hanlığın ilk dönemi hakkında verilen kaynak bilgilerin yetersiz seviyede olduğunu ve bu noktada da hanlık hakkında verilen bilgilere Rus kaynaklarından ulaşılmaktadır. Kitabın yazarları bahsi geçen bu Sibir kroniklerinin ne olduğunu, içeriğinde neler barındırdığını ve kim tarafından hangi tarihlerde yazıldığını bildirse de bu kroniklerin son derecede taraflı, ön yargılı bir tutumu vardır. Sibir Hanlığı'nın işgali çerçevesinde ele alınan bu çalışma kroniklerin Türkçe yayınlanması Türk Bilim çevrelerinde hanlık üzerine yapılacak araştırmalara da yeni bilgiler, yeni tartışmalar sunacaktır.

Kitabın Giriş kısmı (s.13-19) bölümüdür. Yazarlar giriş kısmında Sibir hanlığı'nın kurulmuş olduğu nehirler hakkında bilgi verilerek temellerini Cengiz Han'ın attığını belirtmiştir. Cengiz Han'ın yönetimi altında kurulan hanlığın zamanla yaşadığı iç çatışmalar neticesinde bölge değiştirerek İsker adını aldığını, Rusların 1550'li yıllarda Hazar kıyılarında buluna Kazan ve Astrahan hanlıklarını işgal etmesi üzerine komşu olmalarını, Şibanililerin Sibir Hanlığına yönelik baskının neticesinde Rusların metbuluğunu tanımasına neden olduğunu ve Küçüm Han'ın Sibir Hanlığını ele geçirmesi anlatılarak Küçüm Han'ın han ilan edilişinden çalışmaya konu olan Yermak'ın hanlığı ele geçirmesine kadar olan olaylara değinilir ve giriş kısmı bir noktada çalışmanın özeti mahiyetini almaktadır. Bunun yanında kroniğin müellifi olan Savva Yesipov'un hayatı hakkında bilgiler verilerek kroniğin içerdiği diğer yazmalara, daha sonra kimler tarafından neşredildiğine ve bazı Rus tarihçilerce kronikler içerisinde en eski olanı kabul edilirken bazıları tarafından da eleştirildiği kaydedildiği gibi kroniğin kaynaklarına değinilerek kroniğin Bizans dini üzerinden devam edildiğini ve Rusların kendilerini üçüncü Roma olarak kabul ettikleri bakış açısı görülmekte olup onların barbar olarak nitelendirdiği milletleri işgal ederken kullandıkları temel ideoloji din eksenlidir ki ele alınan kronikler Rus din adamlarının kaleme aldığı eserler olduğu gibi hanlığın işgal edilişine dair olan tek kaynaklar olması bakımından Türk bilim çevrelerinde önem arz etmektedirler.

Kitabın Çeviri Metin ve Notlandırma kısmı (s.33-82) bölümüdür. Yazarlar bu bölümde Sibir'in Rus birliğince ele geçirilme adı altındaki notlar otuz yedi alt başlık adı altında bölümlere ayrılarak incelenmesinin kolaylaştığını aktarmışlardır. Bunun dışında yazarlar Sibir Hanlığına ve sultanlarına ait olan bilgiler Tatar kroniklerinde bilgiler ile karşılaştırılarak çalışmaya dahil edildiğini aktarmışlardır.

1. Başlık (s.39-40) Sibir Ülkesi bölümüdür. Bu başlık altında çalışmaya konu olan Sibir'in coğrafi konumundan, bulunduğu bölgede yetişen ağaçlarından, bölgede bulunan hayvanların giyimde, süslenmede ve tüketilmesinde vahşi hayvanlardan yararlanıldığı anlatılmıştır. Nehirlerinin Rus topraklarına aktığından ve etrafının verimli arazilerle çevirili olmasından bahsedilerek bölgede bulunan Tura, Tobol, İrtiş ve Ob nehirlerinden bahsedilmiş ve o nehirlerde hangi kabilelerin yaşadığı, hangi dine inandıkları ve inançları olmayanlarında idollere taptıkları kaydedilmiştir. Bu başlığa dair verilen referanslarda yaşayan kabilelerin nerelerde yaşadığı daha detaylı ele alınmaktadır.

2. Başlık (s.40-46) Sibir Hükümdarları ve Sultanları bölümüdür. Bu başlık altında İşim nehri civarında yaşayan On Han'ın Çingis adında bir yağmacı tarafından yerinden edilip birkaç zaman sonra katliamından kurtulan On Han'ın oğlu Taybuga'ya prenslik verdiği kaydedilmiştir. Bu başlığa dair verilen referanslarda Taybuga'dan gelen sultanlar hakkında detaylı bilgiler verilip şehrin Sibir adını aldığı aktarılmıştır.

3. Başlık (s.46) Sibir Adının Kökeni bölümüdür. Bu başlık altında Kazan Hanı'nı ortadan kaldıran Muhammed Hanın'ın kendine yakışan bir şehir kurdurup o şehrin adını da Sibir olarak adlandırıldığı kaydedilmiştir. Bunun yanında Sibir adını alan bölgede Sibir adı dışında farklı adların da kullandığını ama o isimler hakkında bir bilgi mevcut olmadığı kaydedilmiştir.

4. Başlık (s.47) Diğer Sibir Sultanlarının İdaresi bölümüdür. Bu başlık altında Muhammed Han'dan sonra hanlığın başına gelen hanların adlarına değinilmiştir. Başlığa dair verilen referanslarda da adı bahis olunan sultanlar hakkında daha detaylı bilgiler kaydedilmiştir.

5. Başlık (s.47-49) Küçüm Han bölümüdür. Bu başlık altında birçok askeri ile Sibir topraklarına gelen Murtaza oğlu Küçüm Han'ın şehri ele geçirip kendisini Sibir hanı ilan ettiğini, putperest kabileleri kendine bağlayıp güçlenmeye çalıştığını belirtilmiş ve kibirinin sonucunda da Tanrı'nın onu cezalandırıp hanlığını elinden alıp Ortodoks Hıristiyanlarına verdiği anlatılmıştır. Başlığa dair verilen referansta Küçüm Han hakkında detaylıca bilgiler verilerek onun kimlerin soyuna mensup olduğu, yurdunun neresi olduğuna dair tarihçiler arasında tartışmalar olduğu aktarılır. Bunun dışında referansşarda dikkate değer olan husus ise tarihçi Nebolsin'in 21. başlık olan Sultan Muhammed Kul'un Moskova'ya Gönderilmesi adlı başlıkta Muhammed Kul'un Küçüm Han'ın oğlu olarak kaydedilirken 5. başlığın referansında Muhammed Kul'un yeğeni olarak kaydettiği ele alınmıştır.

6. Başlık (s.50-51) Küçüm Han'ın İnancı bölümüdür. Bu başlık altında Küçüm Han'ın Muhammed dinine inandığı aktarılmış olup verilen referansta melun tabirinin Hıristiyan Ortodoks dinine inanmayan ve özellikle de müslüman dinine inananlar için kullanıldığı kaydedilmiştir.

7. Başlık (s.51-53) Yermak ve Diğerlerinin Sibir'e Gelişi bölümüdür. Bu başlık altında Tanrı'nın cezalandırmak adına kafir Küçüm üzerine Ataman Yermak ve adamlarını gönderdiği kaydedilmiştir. Bu başlık altında Ataman ve adamlarının şan ve şöhreti bir yana bırakarak hak olan Hıristiyanlık dini adına kafirlere karşı gelip Rus Çarı İvan'a hizmet ettikleri aktarılmıştır. Başlığa dair verilen referanslarda Yermak adının diğer kroniklerdeki adlarına, Nebolsin'in Ortodokslarda böyle bir adın bulunmadığını kaydettiğine değinmişlerdir.

8. Başlık (s.53-55) Yermak ve Diğer Kozakların Sibire Gelişi bölümüdür. Bu başlık altında Ataman Yermak'ın Sibir şehrine gelirken hangi nehirlerden geçtiğine, yolculukları esnasında Tauzak adında bir Tatar'dan Küçüm Han hakkında bilgi aldıklarına değinilmiştir. Verilen referanslarda Tura bölgesinin Sibir topraklarının başlanıcı olduğu ve Muhammed Kul'un farklı yazmalardaki adına, diğer çocuklarının adlarına ve Muhammed Kul'un Çar Fedor önderliğinde gönderildiği İsveç seferine dair bulunan belgeler ışığında Ruslar tarafından verilen soyadına dair bilgiler kaydedilmiştir.

9. Başlık (s.55-56) Karaçi Ulusu bölümüdür. Bu başlık altında Küçüm Han'ın da müşaviri olan Karaçi ile olan mücadelesine değinip verilen dipnotunda Karaçi unvanının Altın Orda devletinde soylulara verildiğini, Nogaylarda önemli bir kavram olduğuna, farklı manalara geldiğini ve adı bahis olan Karaçi'nin Küçüm Han'ın akıl hocası olduğu kaydedilmiştir. Başlığa dair verilen referanslarda Karaçi unvanının diğer yazmalardaki isminin değiştiği ele alınmıştır.

10. Başlık (s.56-57) Kozakların Tedbir Önerileri ve Telkinleri bölümüdür. Bu başlık altnda Çuseyevo mevkinde karşı karşıya gelecek olan ordudan küçüm han'ın ordusunun sayıca üstün olmasına rağmen Tanrı'ya inanan Kozakların savaşmaktan korkmadığını ve putperestleri yenecekleri konusunda kendilerine duydukları güven kaydedilmiştir. Verilen referanslarda Kozakların hedeflerinde olan Atik Mirza şehri hakkında detaylıca bilgiler aktarılmıştır.

11. Başlık (s.57-58) Çuvaş Burnu Önündeki Savaş bölümüdür. Bu başlık altında Küçüm Han ile Ataman Yermak ve yoldaşları arasında yaşanan savaşın meydana geldiği ele alınmış olup putperest olarak nitelendirilen Sibir halkının silah olarak ok kullandığı ve Yermak ve yoldaşlarının ise ateşli silahlar kullandığı ele alınmıştır. Tanrının yardımı ile Ortodoksların kafir Sibirlileri yendiğini hatta Küçüm Han'ın oğlu Muhammed Kul'un yaralı bir şekilde kaçtığı anlatılmaktadır. Verilen referanslarda Sibir ordularının da silahları bulunduğunu, bu silahların Kazan Tatarları vasıtası ile alındığı belirtilmiş olup tarihçi Miller'in de bu silahların Kozaklara karşı kullanılmadığını ifade edilerek bu silahlar hakkında ulaşılabilecek bilgilerin Miller'in kaynakçasında olduğuna ışık tutulmuştur.

12. Başlık (s.58) Küçüm Han'ın Kaçışı bölümüdür. Bu başlık altında Kozaklara karşı aldığı yenilgi doğrultusunda Küçüm Han'ın üzüntü içinde Sibir şehrini terk ettiği belirtilmiştir. Küçüm Han'ın kaçışı hakkında daha detaylı bilginin verilen referansta olup referans bu konuda Remezov Kroniğini kaynak olarak gösterilmektedir.

13. Başlık (s.59) Ataman Yermak ve Beraberindekilerin Şehre Gelişi bölümüdür. Bu başlık altında Küçüm Han'ın Sibir şehrini terk etmesinin ardından Yermak ve adamlarının şehre girmeden önce lanetli olarak niteledikleri insanların saklandıklarını düşünmüş ama Tanrı'ya sığınarak korkusuzca şehre giriş yaptıkları ele alınmıştır.

14. Başlık (s.60) Tatar ve Ostyakların Sibir Şehrine Yermak ve Yoldaşlarının Yanına Gelişi bölümüdür. Bu başlık altında Sibir şehrini ele geçirip şehre gelen Ataman Yermak'ın etrafında toplanmaya başlayan Ostyak ve Tatar milletinden bahsedilir ve bunun yanında başlık ile alakalı verilen referanslarda Miller'in anlatımı ile Sibir Hanlığını ele geçiren yağmacı Yermak'ın bu noktadan sonra kendini yağmacıdan ziyade yeni bir han olarak gördüğü hatta elçiler kabul ettiği aktarılmış olup bu bilginin kaynağını da verilen referansta tarihçi Miller'in ifade ettiği kaydedilmiştir.

15. Başlık (s.60-61) Kozakların Tatarlar Tarafından Öldürülmesi bölümüdür. Bu başlık altında Küçüm Han'ın oğlu Muhammed Kul'un balık avlamak üzere nehir kenarına kamp kuran Kozaklara yaptığı katliam ele alınmış olup verilen referanslarda kamp kurulan nehrin adının kroniklerde farklı adlarla kaydedildiği ve yaşanan hadiselerin detaylı olarak Miller'in Opısanie Sibirskago Tsartsva eserinde ele alındığı aktarılmıştır.

16. Başlık (s.61-62) Çar'a, Moskova'ya Sounç Gönderilmesi bölümüdür. Bu başlık altında Sibir Hanlığı topraklarını ele geçiren Ataman Yermak ve adamları Moskovaya rapor yollayarak Çar İvan'a alınamaz gözü ile bakılan Sibir topraklarını aldığını ilettiği kaydedilmiştir. Raporda yazılanlar ele alınacak olur ise Küçüm Han'ın ve onun dini altında yaşamak zorunda olan Tatar, Vogul, Ostyak gibi kabilelerin dinlerini yaşamakta özgür oldukları belirtilip bunun yanıda da Çarlığa verilecek vergiden de bahsedilmiş olup başlığa dair verilen referansta başlıkta yer alan Sounç kelimesinin müjdeli haber anlamına geldiği açıklama olarak kaydedilmiştir. Bunun yanında Yesipov tarafından ele alınan kroniğin en dikkat çeken özelliği referansta ele alınmış olup müellifin Sibir Hanlığı üzerine fetih hareketi yapan Yermak ve yoldaşlarından özellikle bahsetmekten kaçınması dikkate değer bir durumdur. Zira bu durumda Yermak ve yoldaşlarının Çar İvan'ın topraklarına saldırdığı ve ondan kaçtıkları hadisesi yok gibi ele alınmış sayılmaktadır fakat Çar tarafından Yermak ve adamlarını affettiği yönde verilen ortaya çıkan ferman Yermak hakkındaki düşüncelerin değişmesine neden olmaktadır.

17. Başlık (s.62-63) Tatar Senbahta'nın Gelişi Ve Sultan Muhammed Kul'un Esir Alınması bölümüdür. Bu başlık altında Çuvaşevo tepesinde yaşanan çatışma da adamları tarafından kaçırılan Muhammed Kul'un Senbahta adında Tatar tarafından Yermak'a ihbar edilip yakalanıp esir haline düşmesi anlatılmıştır. Başlığa dair verilen referansta Senbahta hakkında daha detaylı bilgiler verilerek Sibir tarihçilerinden Atlasi'nin onun ihanetine dair olan görüşü kaydedilmiştir.

18. Başlık (s.64) Buhara'dan Sultan Seydak'ın Gelişi ve Karaçi'nin Küçüm Han'dan Ayrılışı bölümüdür. Bu başlık altında Sibir hanlığını elinden kaybeden Küçüm Han'a zamanında Sibir Hanlığını ele geçirmek adına yaptığı katliamda Buhara'ya gönderilen Sultan Seydak'ın ordusu ile üzerine geldiği ve bu bağlamda Küçüm Han'ın müşaviri de olan Karaçi ordusunu da yanına alarak hanı terk ettiği kaydedilmiştir. Bu durumun neticesinde de Küçüm Han'ın gittikçe karamsar bir tavıra büründüğü anlatılmış olup başlığa dair verilen referansta Karaçi'nin yerleştiği Yulmısk gölünün Remezov Kroniğinde hangi ada sahip olduğu ele alınmıştır.

19. Başlık (s.64) Şehirlerin ve Ulusların Ele Geçirilmesi bölümüdür. Bu başlık altında Yermak'ın Sibir şehrini ele geçirmesinin ardından Sibir topraklarında korkmadan gezdiğini, İrtiş nehri civarında bulunan kale ve ulusları hakimiyeti altına aldığı kaydedilmiş olup başlığa dair verilen referansda Yermak'ın ele geçirdiği yerlerin ayrıntılarını Remezov Kroniği vasıtası ile ortaya çıkarıldığı açıklanmış olup verilen referansta Yermak'ın İrtiş nehri aşağısındaki şehirlere düzenlediği akınların Remezov Kroniğinde daha detaylı ele alındığı anlatılmıştır.

20. Başlık (s.65) Moskova'dan Sibir'e Voyvoda ve Askerlerin Gelişi bölümüdür. Bu başlık altında Moskova'dan çok sayıda askerin Sibir şehrine gönderdildiği ve aynı dönemde yaşanan kıtlık ele alınmış olup verilen referansta yaşanan kıtlık hakkında daha detaylı bir bilgi verilerek bu anlatımın Remezov kroniğine dayandığı aktarılmıştır.

21. Başlık (s.65-66) Sultan Muhammed Kul'un Moskova'ya Gönderilmesi bölümüdür. Bu başlık altında Yermak tarafından esir hale getirilen Küçüm Han'ın oğlu Sultan Muhammed Kul'un Moskova'ya gönderilişi, IV. İvan'ın yönetimi oğlu Fedor İvanoviç'e bıraktığı ve Moskova'ya gönderilen sultana karşı hoş görülü bir tutum içerisinde oldukları kaydedilirken verilen referansta Miller'in adını belirtmediği kaynağından yararlanılarak sultan'ın yüksek bir rütbe ile taltif edildiği ve Ruslar adına savaşlara katıldığı kaydedilmiştir.

22. Başlık (s.66-67) Karaçi'den Elçilerin Gelişi ve Kozakların Onursuz Karaçi Tarafından Katledilmesi bölümüdür. Bu başlık altında Küçüm Han'ın yanından ayrılan Karaçi'nin Yermak'ın yanına gelip Kazak Ordasına karşı yardım istediği anlatılmış olup referansalarda bu ordanın aslında Nogay Orda olduğu belirtilmiştir. Bunu yanında Yermak tarafından yollanan yardım kuvveti'nin Karaçi tarafından ortadan kaldırıldığı ele alınmış olup verilen referansta Miller bu durumun neticesinde Tatar ve Ostyakların ayaklanmasının amaçlandığını ifade etmiştir.

23. Başlık (s.67-68) Tatar Karaçi ve Diğer Tatarların Sibir Şehri Önlerine Gelişi bölümüdür. Bu başlık altında Karaçi'nin Sibir şehrini kuşatması ele alınmış ve bu kuşatmanın yapıldığı tam tarih verilen referansta Miller tarafından sağlanmıştır. Yine aynı başlık adı altında Karaçi'nin kuşatma boyunca beklediği Sauskan mevkii hakkında da referanslarda detaylıca bilgiler verilmiştir.

24. Başlık (s.68-70) Yermak ve Diğer Kozakların Küçüm Han Tarafından Katledilmesi bölümüdür. Bu başlık altında Yermak ve yoldaşlarına Küçüm Han'ın Sibir'e gelecek olan Buharalı tüccarları engellediği haberi geldiği belirtilmiş olup referansta Miller bunun Küçüm Han tarafından kurulan bir tuzak olduğunu ifade etmiştir. Yermak'ın yanına aldığı küçük bir grupla tüccarları karşılamaya gittiğini fakat bulamadan gerş döndüklerini ve nehir kıyısına kamp kurduklarını, sağlam bir güvenlik önlemi almadıklarını ve Küçüm Han'ın da onları uykusunda iken gece baskını yaptığını, Yermak'ın adamlarının ortadan kaldırıldığını ve kendisinin de kamp kurdukları nehirde bulunan teknesine ulaşmak için suya atladığı esnada Çar İvan tarafından hediye olarak verilen zırh'ın ağırlığı neticesinde suda boğulduğu kaydedilmiş olup detaylı bilgiler referansta kaydedilmiştir.

25. Başlık (s.71) Yermak ve Beraberindekilerin Katledilmesinin Ardından Geriye Kalan Kozakların Kaçışı bölümüdür. Bu başlık altında Yermak ve adamlarının ortadan kaldırılmasının ardından şehirde kalan Kozaklar Sibir topraklarında kalamayacağını anlayarak Rusya'ya kaçtıkları ele alınmış olup verilen referansta Miller 150 kişiden oluşan bu Kozak grubunun Küçüm Han'ın askerlerince saldırıya uğramamak adına bilindik güzergah yerine farklı bir yoldan Rusya'ya ulaştıklarını kaydedilmiştir.

26. Başlık (s.71) Küçüm Han'ın Oğlu Sultan Ali bölümüdür. Bu başlık altında Kozakların Sibir şehrini terk etmesinin ardından Küçüm Han'ın oğlu Sultan Ali'nin şehre yarleşmesi ve onun şehre yerleştiğini duyan Bekbulat oğlu Seydak'ın bu topraklara gelip aralarında yaşanan mücadele ele alınmıştır. Verilen referansta Ali'nin Küçüm Han'ın en büyük oğlu olduğu anlatılırken kroniklerde isminin Kiril alfabesinde farklı şekillerde kaydedildiği aktarılır.

27. Başlık (s.71-72) Voyvoda İvan Mansurov Ve Askerlerinin Moskova'dan Sibir'e Gelişi bölümüdür. Bu başlık altında referansta verilen 100 kişilik bir askeri grup bilgisi ışığında Moskova'nın Ataman Yermak'ın ortadan kaldırılışının ikinci senesinde Voyvoda İvan Mansurovu Sibire yollamak adına gönderdiği, İrtiş nehri üzerinden yapılacak güzerahın voyvodanın Kozakların şehirde olmamasından dolayı tedirgin olmasından dolayı Ob nehrine döndüğünü ve Rusların bu bölgede hakimiyet tesis etmek adına Ob nehri üzerine kale kurdurduğunu aktarırken bölge hakkındaki detaylı bilgilere referansta yer verilmiştir.

28. Başlık (s.72) Ostyakların Şehrin Önüne Gelişi bölümüdür. Bu başlık altında Ostyakların kaleye saldırdıkları fakat uzun süren mücadele sonunda putperest olarak nitelendirilen Ostyakların kale civarından geri çekildiği aktarılmıştır.

29. Başlık (s.72) Ostyak Putu bölümüdür. Bu başlık altında Ostyak milletinin savaş meydanlarına gelmeden önce sabah saatlerinde ağaçların yanına koydukları putlarına kurbanlar verip Hıristiyanları yenebileceği inancına sahip oldukları anlatılmış olup bu başlık altında aynı zamanda Ruslar tarafından atılan top atışının ağaca ve puta zarar verdiği kaydedilirken putperestlerin top atışını görünce ok atışı sandıklarını ve bu güçlü okun nasıl ağaca zarar verdiğini tartıştıklarını ele almaktadır.

30. Başlık (s.73) Voyvodaların Gelişi bölümüdür. Bu başlık altında Rusya'dan voyvoda Vasiley Sukin ve voyvoda İvan Myasnoy'un Sibir bölgesine gelip eskiden Çingi adı ile anılan yerde Tümen şehrini kurduklarını, kendilerine evler inşa ettikleri ve hem kendi halkının ibadetleri adına hem de yerel bölge halkının Hıritiyanlaşması adına kilise inşa ettikleri verilen referanslarla kaydedilmiştir.

31. Başlık (s.73) Tobolsk Şehri, Kuruluşu, Kiliselerin İnşası, İdaresi ve Başşehir Yapılması bölümüdür. Bu başlık altında Sibir hanlığının merkezi olan Sibir şehrinin Ruslar tarafından Tobolsk adını aldığı, bölgede Hıristiyanlık emarelerini bu topraklarda yaşatmak adına kiliseler inşa edildiği kaydedilmiştir. Verilen referanslarda Çar Fedor'un talimatı ile Tobolsk şehrinin kurulduğu ve iki adet kilise kurulduğu aktarılmıştır.

32. Başlık (s.73-76) Sultan Seydak, Kazak Orda'dan Saltan ve Karaçi'nin Ele Geçirilmesi ve Diğerlerinin Öldürülmesi bölümüdür. Bu başlık altında Tobolsk şehri'nin kurulmasından sonra Sultan Seydak, Kazak Orda Sultanı Saltan ve Küçüm Han'ın eski müşaviri olan Karaçi Voyvoda Danil Çulkov tarafından barış yapma adına çağırılmış ve oturulan yemek masasında barış konuşmaları sırasında Sultan Seydak'ın drein düşüncelerde oluşu ve hiçbir şeyin tadına bakmaması üzerine voyvoda Çulkov ile aralarında geçen konuşmadan sonra onun bu hareketlerini kendilerine kötülük olarak yoran voyvoda Çulkov'un yanlarında bulunan adamlarını ortadan kaldırttığı aktarılmış olup verilen referanslarda Kazak Orda Sultanı ve Karaçi hakkında verilen bilgilerde tartışmalar söz konusu olduğunu ve verilen ayrtıntılarda ışığında Saltan adının Yesipov kroniğinde geçtiğini diğer kroniklerde bu ismin Saltan değil Oraz Muhammed olduğu aktarılmış olup onun hakkında ulaşılabilecek kaynakların da referansları kaydedilmiştir. İsim karışıklığının bir diğeri olan Karaçi hakkında da referanslarda Karaçiliğin aslında bir unvan olduğu ve bu başlık altında bahsedilen Karaçi unvanında sahip olan kişinin Seydak'ın Sibir Hanlığını ele geçirdiği dönemde ortaya çıkan Camiü't Tevarih'in müellifi Kadir Ali Beg olduğu kaydedilmiş ve bu hakkında daha detaylı ulaşılacak bilginin kaynağı kaydedilmiştir.

33. Başlık (s.77) Sultan Seydak, Kazak Orda Sultanı ve Karaçi'nin Moskova'ya Gönderilmesi bölümüdür. Bu başlık altında 32. başlıkta aktarılan voyvoda Çulkov'un yemek daveti esnasında yaşanan hadise üzerine esir olarak tutulan Sultan Seydak, Kazak Orda Sultanı ve Karaçi'nin Moskova'ya gönderildiği anlatılmış olup başlığa dair verilen referanslarda esirlerin ne zaman yola çıktıkları, Moskova'ya gittiklerinde nasıl Hıristiyanlaştırıldıkları ele alınıp bu anlatımların Remezov Kroniği ve Miller'in Opisanie Sibirskao Tsartsva eserlerinde anlatıldığı kaydedilir.

34. Başlık (s.77-79) Küçüm Han'ın Ölümü ve Öldüğü Yer bölümüdür. Bu başlık altında Sibir Hanlığı topraklarında Yermak ve adamları ile giriştiği mücadelede yenilip bozkır bölgelere kaçan Küçüm Han şehri geri almak için yaptığı hareketlerin başarıya ulaşmamasından sonra Sibir şehrini yakmayı düşündüğünü fakat buna cesaret edemediği kaydedilerek Tatar köylerine yaptığı baskınlar sonucunda peşine düşen Rus askerlerinin onun ailesini ele geçirdiği ve kendisinin de Nogaylara sığınıp Rus korkuları yüzünden Nogaylarca katledildiği aktarılmıştır. Bu başlığa dair verilen referanslarda birden fazla eşi olduğu, ailesinin ve hazinesinin ele geçirilmesi ve Nogaylarca katledilmesine dair bilgiler detaylı olarak ele alınmıştır.

35. Başlık (s.79-80) Tanrı'ya Şükür bölümüdür. Bu başlık altında Küçüm Han yönetimi idaresindeyken islam ülkesi olan Sibir Hanlığı'nın Ortodoks Hıristiyan dinine inanan kişilerce işgalinin ardından bu toprakları İncil'in güneşi'nin aydınlattığını, kurak olan bu yerlerin Hıristiyanların gelmesi ile şehirleştiği kaydedilmiştir.

36. Başlık (s.80) Sibir'in Ele Geçirilmesi ve Zaferi Hakkındaki Bu Kroniği Yardım Alarak Düzenliyorum bölümüdür. Bu başlık altında Hotın başrahibi Kipriyan'ın Knez Fedoroviç ve tüm patrik Nikitiç tarafından Tobolsk başpiskoposu olarak tayin edildiğini kaydedip ve Kipriyan'ın görevi esnasında Yermak'ın Sibir Hanlığı ile olan mücadelesinde hayatta kalan Kozaklardan Sbiri topraklarına nasıl geldiklerini, hangi mevkilerde çarpıştıklarını, hayatını kaybeden Kozakların isimlerini öğrenerek bu bilgileri Sofei Premudrosti Bojiya kilisesi katedral sinodiğine kaydettiği aktarılır.

37. Başlık (s.80-82) Kazak Sinodiği bölümüdür. Bu başlık altında ele alınan konu çalışmanın bir nevi özeti mahiyetindedir. Bu bölümde Ataman Yermak'ın Sibir topraklarına geldiğinin ele alındığı 7. başlık Yermak ve Diğerlerinin Sibir'e Gelişi kısmından itibaren verilen bu başlığa kadar olan süreçteki olayların hülasasına değinilmiş ve o topraklarda kafir Küçüm ve ordusu ile savaşan Kozakların büyük bir saygı ile anıldığını ve orada hayatını kaybeden Kozakların isimlerinin sinodiğe kayıt edildiği kaydedilmiştir. Bunun yanında bu bölümde çalışmanın Tobolsk şehrinde 1 Eylül 1637 yılında yazıldığını ve müellifinin Savva Yesipov olduğu aktarılmıştır.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İZLE BUTONUNA TIKLA ABONE OL ! Yazılarınızı E-posta Adresimize Gönderebilirsiniz.